Galatasaray ve Türk Futbolu
Galatasaray, Türkiye'de ve dünyada elde ettiği başarılarla sporun ne denli önemli olduğunu bir kez daha kanıtladı. Aslında bunu kanıtlarken toplumun başarıya olan hevesini de pekiştirdi. Beş yıldız alabilmek ve o beş yıldızı futboluyla birlikte bazı zihinlere kazıyabilmek kolay değil.
Galatasaray, futbolun yanı sıra toplumun değerleriyle de gerçekçi bir çalışma içindeydi. Gerek kulüp yönetimi gerekse ultrAslanlar ekibi bu konuda en sistemli ve akılcı
duruşu sergilediler.
Toplumun öz değerlerine asla yabancı kalmayan yönetim ve ultrAslan ekibi, farklı takım taraftarlarının da gönlünde yer edindi.
Millî ve manevî bayramlarda ve özel günlerde en güzel paylaşımları yaparak "birileri ne der" değil, "toplumun geneli ne der ve doğrusu nedir" sorularına cevap veriyordu.
Ülkede birtakım radikal grupların bu başarıyı ve doğruları törpülemeye çalışması onları asla yıldırmadı. Tam tersine daha da bilenerek toplumun gerçek değerlerine daha çok yaklaştı. Bu yaklaşım ve Galatasaraylılık gerçeği, yabancı futbolcuların dahi aşırı sevgisine ve takımdan ayrıldıktan sonra bile bu ailenin içinde olduğunu gösteren paylaşımlara neden oldu.
Bir Jupp Derwall, bir Prekazi, bir Hagi, Popescu, Simoviç, Mario Jardel, Felipe Melo ve daha niceleri Galatasaray'dan asla kopmadılar.
Galatasaray'la birlikte Ali Sami Yen Stadyumu ile futbol sahaları da Avrupa standartlarını aşmış durumda. Ülkede asla iktidar-muhalefet anlayışıyla değil, "ülkemi nasıl en iyi şekilde temsil edebilirim" anlayışıyla hareket edildi. Tüm sataşmalara rağmen asla devlet yönetimiyle ters düşülmemiş, spor adına ülkeye kazanç sağlayacak her projeye destek verilmiştir. Engelli sporlarında dahi öncü bir kulüp olmuştur.
Şimdilerde ülkemizin tüm illerinde, hatta ilçelerinde sportif tesisler dünya ülkelerini aratmayacak kalite ve yeterliliktedir.
Tıpkı Türkiye'nin dış siyasette ve içerdeki teknolojik ve savunma alanındaki başarısı gibi... Tıpkı sağlıktan spora devasa yapıların ülkemize kazandırılması misali... Ülkemizin deplasmana gitme zorlukları nasıl o muazzam yollarla kolaylaşmışsa, zamanı kıymetli kullanmak isteyenler için de devasa havayolları ile bu sorunlar sorun olmaktan çıkmıştır.
Biz artık bizi aştık, daha önce bizim konuştuklarımız şimdi bizi konuşmaya ve takip etmeye başlamışlardır.
İşte bu, tam da bir Türkiye Yüzyılı olma yolunda atılan adımların topuk sesleridir. Yakında inşallah bu yolda hep birlikte kararlı adımlarla yürüyeceğiz...