DUMANLI SOĞUK KAR BEYAZ ÖLÜM

Sitemiz yazarı Çiğdem H. Yorgancıoğlu'nun Bolu Kartalkaya'daki yangın sonrası ölenlerin anısına yazdığı bir makale...

Ocak 23, 2025 - 09:20
Ocak 23, 2025 - 09:21
 0
DUMANLI SOĞUK KAR BEYAZ ÖLÜM

Olay yerinde değiliz ama oradaymışcasına yayılan asılsız bilgilerden, watsapp ve sosyal medya mesajlarından ve önyargılı etik dışı bazı ana akım medya haberlerinden gına geldi . Çevrimiçi platformlar yangın yeri . Şimdi “yangın var diye bağırsak “, köy yanıyor deli taranıyor desek yeridir de diyemiyoruz…  Bağırma diyor iç ses ! Bugün yastayız.! Yürek yakıcı elim bir facia için yastayız.  Bebeğini binadan nereden tahliye edeceğini, binanın neresinden atarak kurtarabileceğini  bilmeyen  çaresiz anneciğin çığlığını dinleme zamanı. Kendi gürültülerimizi değil. Millet olarak hepimizin bu çağda nasıl olur böyle bir şey deme noktasında başlarımız öne eğik. Ama az ama çok bu acılı tablonun bilançosunun ağır yükü, binanın yangın yükü kadar üzerimizde. 


İnsan hayatının değerine inancımız kadar, malumatına tam olarak vakıf olmadığımız elim hadiseler, felaket ya da facialar  neticesinde dezenformasyon yayarak toplumu kutuplaştırmaya yönelik her nevi safsata içerik üretimini çoğaltmanın, “bumarang etkisi” olduğunu bir kez daha hatırlatmak gerekiyor diyerek yazıyorum. İğneyi kendine batırmadan, ortalığı yangın yerine çevirmeye yönelik  çuvaldızla gezenler de okusun diye. Zira otel binasının projesi ve kaçış yolları hakkında en ufak gerçek bilgiye haiz olmayanlar, otel yangın yükü hakkında tek bir sözcük bile edemeyecekler bıdı bıdı konuşuyor da konuşuyor. "Yamaç nedir?  coğrafi olarak tanımla" desen tarif edemeyecek olmasına rağmen, toplumun bir kesimine tepeden bakan  bazı üniversite mezunları, "yamaç nedeniyle dumandan mütevellit ulaşım-erişim engeli kısıtlanmış otel arkasına nasıl geçilirdi" diye üst perdeden sarkastik bir şekilde soruyor. Kitle araçları ne ara bu kadar şahsi megafonlarımız oldu da incinebilirlikleri bu kadar hızlı unuttuk? İnsanlık dramlarının en sıcak ilk anlarında  ne ara bu kadar sağduyusuz ve malumatfuruş bir eda ile hesap sorucu mertebeye geldik. Evet bonobolar kadar barışçı canlılar değiliz ” insan tabiatı” olarak hedonist yanlarımız da olabiliyor bazen. Ama bu kadar da kötü değiliz değil mi? Acılar üzerinden sıcağı sıcağına "kötücülük bombardımanı" üretecek kadar … Yok yok değiliz değiliz… Olamayız … Olmamalıyız… Olmazsak oldukça iyi olur. Çünkü bu kadar kötücüllüğü yeşertirsek ucu gelip bize bir şekilde dokunmamazlık etmez. 
Elbetteki hesap verilebilirliğin hesabını demokratik bir hukuk devletinde tüm vatandaşların uslubuna ve usulüne göre sorma ve hak aramaya hakkı vardır buna amenna. Bu mevzuu cayır cayır alevlerin içinden kurtulabilmiş insanların bugün  meselesi olamaz. Bu insanlar belki de yakınlarının  cenazelerine cansız bedenlerine sarılacaklar .
Kartalkaya’da  otel yangını, yakın tarihe ve 2025 senesine  tüm ülkeyi yasa boğan elim ve 79 canı hayattan koparan trajik bir facia olarak notunu düştü.Yüreklere de ateş düştü .  Bir ulusun acısını mı yoksa işletmelerin ya da tüm müsebbiplerin  güvenlik standartlarındaki ağır  ihmali  kritik sorununu mu öncelemeliydi insan? Daha sebebini ve ihmal zincirinin halkalarını tanımadan bir kere daha dezenformasyonla yangına körükle gidenler de olmadı değil.  Elim facia hadisesi  mağdurlar ve aileleri üzerindeki etkisi, düzenleyici kurumların rolü ve konaklama sektöründe yangın güvenliği uygulamaları için daha geniş kapsamlı çıkarımlar dahil olmak üzere olayın çeşitli boyutları her biri ayrıca konuşulacak zamanla.Fakat şimdi üzülme günü yas günü , taziye günü değil mi?
Farklı bakış açılarını analiz ederek bu felaketi çevreleyen sorunların daha derin bir şekilde anlaşılmasına katkıda bulunmayan  amaçsız ve boş ya da kutuplaştırıcı konuşmalardan ziyade hayatımızda olan bitenden ne dersler çıkarmalıyız sorusu bir kere daha sırra kadem basmış gibiydi. 
Kamuoyunun üzüntüsünü hissediyoruz fakat kapsayıcı ve kuşatıcı aynı zamanda muhakemeye dayalı bir anlayışla olanı biteni anlayarak daha sonrasında böyle elim kazaların yaşanmaması adına yapılabilecekler üzerine düşünmek ya da hayata tatbik edilmesinde kolaylaştırıcı olmaya çalışmaktan ziyade , bir kere daha uzmanlarından daha fazla kelam eden bir Dunning Krueger Sendromlu , önyargı ve varsayıma dayalı olarak eleştiri oklarını , kendi zihniyet ve mentalitesine uymayan ya da çatışan taraf hangisi ise, ya da kim işe  ona doğru  doğrulttu. 
Bolu Kartalkaya otel yangını, Sadece fiziksel bir felaket değil, aynı zamanda duygusal bir felaket ve geride kayıpla boğuşan aileler ve güvenlik yönetmeliklerini sorgulayan bir toplum bıraktı. Facianın  etrafındaki tartışmalarda ağır ihmalkarlık önemli bir tema olarak ortaya çıktı. Soruşturmalar , açıklamalar, raporlar otelin temel yangın güvenliği standartlarına ne derece  uymadığını ortaya koyacak. Personelin eğitimi, yangın kaçış yollarının yeterliliği ve çalışan yangın söndürme ekipmanlarının varlığı konusunda sorular ortaya çıktı. Bu gözetimler, otel yönetiminden hükümet gözetimine kadar birçok düzeyde sistemik hata noktalarını zamanla çıkarır meydana .Hiç birinde netlike yokken çok konuşuyoruz. Erken konuşup peşin yargılarda bulunuyoruz. Fakat yası erteliyoruz.
Olası kast mı var, bilinçli bir taksir mi kusur mu? Ağır ihmaller zinciri mi var, teçhizatların çalışmama sebebi kimden kaynaklanıyor, 54 dakika sonrasında gelen bir itfaiye mi sorun, parlayıcı madde kullanmama konusunda duyarlı davranılmış mı ? yangın merdivenleri var mı  yok mu , doğru yerde mi ? ya da sorumlu kim ?  Tasarım ve uygulamada görevli mimar ve mühendisler ile uygulayıcı yükleniciler ve imalatçılar mı mesul ? yoksa yapı ruhsatı vermeye yetkili idareler mi, binanın işletenleri ve onların ihmal ve denetim yetersizliği mi, otelin  bina sahipleri mi sorumlular ? otelin ilk sahipleri mi sonraki sahipleri mi orumlu ?Yapı yapılmasında ve kullanımında görev alan müşavir, danışman, proje kontrol, yapı denetimi ve işletme yetkilileri mi , olaya müdahale eden acil durum ekiplerinin yangının büyümesinden sorumlu mu ,otelin acil durm eylem planında eksiklik var mıydı, bina yapısal olarak yanghına hazır mıydı değil miydi? Yangın kaçış güzergahı tahliye yollarında engeller var mıydı , yangın merdivenlerinin kendiisnin yanmasından kimler sorumlu? Adı yangın merdiveni olan her merdivan yangın merdiveni mi değil mi ? alarm sistemi neden çalışmıyordu , yangın tüpleri etkili çalışıyor muydıu, yangın merdiveni varsa o merdivenlerin rotasını insanlar kolay bulabiliyuorla mıydı , acil durum aydınlatması eksiklikleri var mıydı yok muydu ,yangınla mücadele ekibinden kaynaklı ihmaller var mı ,yetki alanı konusunda tartışmalar var mı ,yangın önlemleri almayanlar ya da tahliyeleri zorlaştıran kimler? turistik otellerin yangın güvenliği denetimlerinin sorumluluğu Bakanlık mı yoksa  belediyeler mi, Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik Turizm Teşvik kanunu, Turizm Tesisleri Yönetmeliği vb hukuki bağlayıcılığı olan mevzuatlardaki atlamalardan ,ihlallerden kimler sorumlu , ISG uzmanları bu işin neresinde yer almalı, yangına kaçak elektrik/akım rölesi mi neden old? vbu gibi henüz cevabı kesinleşmemiş ve yanıt bekleyen soruların cevaplarına dair  hiç biri konusunda eksiksiz bilgi sahibi olmadıkları, rapora belgeye kanıta dayanmayan bir durumda çoğu kişi  adeta bir bilirkişi gibi “bla bla bla “ ne kadar çok konuşuyor  ve hüküm veriyor  bu elim facia hakkında .Güvenlik eğitimlerini içselleştirip topyekun toplum olarak güvenlik kültürünü oluşturmadığımız sürece böyle yamalı bohça gibi kulaktan dolma duyduğumuz seslerin taraflı  ve bütüncüllükten uzak gürültülerle ne kamuoyunun ne de faciadan etkilenen acılı insanların içi soğumaz. Acıları hafiflemez.  
Toplumsal tepki, güvenlik önlemlerini yeterince titizlikle uygulamayan sorumlulara ya da varsa düzenleyici kurumlara karşı artan bir duyarlılık noktası olacaktı bu kaçınılmaz. Hesap verebilirlik ve sorumluluk konusunda endişelerin bertaraf edilmesi adına bu insana ait bir nevi kendine ait  “güvenlik ihtiyacından “ da kaynaklanıyor  o muhakkak . Peki yöntem dezenformasyon mu olmalı ? . 
halktan destek almayı uman  düzenleyici denetimdeki rehavete meydan okumaya yönelik,subjektif algılarla sınırlı bir içgörüsüzlükle ,taziyelerden ziyade daha ilk dakikalarda  kışkırtıcı, sinir uçlarımıza dokunan ama acılara dokunmayan yayılma hızı çarpan etkisi bakımından yüksek sosyal medya paylaşımlarımları ile bir kez daha tuhaf bir görünüm ortaya koydu dezenformasyonperestler. Taziyeler unutuldu , çıkarılacak dersler unutuldu.  Bilgi kılığına girmiş ,içine biraz da gerçek karıştırılmış safsata dolu manipülatif,provokatif paylaşımlar yayılmalar çoğaldı , insanlığımızdan eksildik . 
Bolu Kartalkaya yangın faciası  kamu güvenliğinde ihmalin daha geniş kapsamlı etkilerinin bir hatırlatıcısı olarak alınması gereken dersleri işaret ederken, bazıları  işaret edilen yerlere  bakmak yerine işaret parmağına baktı.  “Duygusal ve kişisel kayıpların ötesinde, bu tür felaketlerin toplumsal maliyetleri olduğu göz ardı edilmese idi keşke “diye de düşünmemek elde değil. Misal  Ekonomik etki özelinde  turizm birçok bölgede gelirin kritik bir itici gücüdür. Bir otel yangını gibi trajik bir olay yanlış genellemelerle, yanlış dillendirmelerle gelecekteki tüm bölge ziyaretçileri caydırabilir ve yerel ekonomide dolayısı ile ülke ekonomisinde  bir düşüşe yol açabilir. Bu da bazıları tarafından unutuldu. İşletme sahipleri ve çalışanlar azalan turist sayısı nedeniyle zarar görerek hem hayatları hem de geçim kaynaklarını korumak için güvenlik önlemlerine sürekli (Eğitim ve tatbikatlar dahil) yatırım yapılmasının gerekliliğini konuşmaktan ziyade faciaya dair konuştukları mevzulara kapsayıcılıktan uzak, subketif algıları doğrultusunda belgeye bilgiye dayanmaksızın, nedensellik ve illiyet bağının içeriklerimi ya da masumiyet karinesinin hassasiyetini unutarak  direk suçluları da önyargıları doğrultusunda  ilan ediverdi. Daha yangının çıkış sebebini bile bilmiyoruz denetimler tamdı denmesine ragmen neden bu kadar can kaybı oldu sorusunun cevabına ihmalden cevabı verenlerin aklına şayet kasıt varsa o denetimi  baltalayacak bir eylem de olmus olabilir mi sorusunu da ihtimaller arasında sormaması ve sonsuz ihtimaller ve onların zinciirnden ziyade en yakın bildiği  hedefe doğru yönlenmesi üzücü. Denetimlerde atlamalar varsa bunun müsebbipleri de hukuk önünde geçerli kanıtlara binaen hesap verir o ayrı bir konu amenna . Fakat şüphe duymamak ve emin olmak hatta kendince hadiselere sebep –sonuç bağı uydurarak bunu topluma yaymak garabet bir durum. Facianımn  şimdilik açıklamalara bakılırsa sabotaj ya da kasıtlı olmadığına yönelik olduğu daha hakim bir görüş ama tam raporlar ve nedensellikler ortaya konmadan bunu dahi bilemeyiz . 
Çok erkenciyiz ve bir o kadar da gecikmeliyiz . Çok hızlıyız  yangından mal kaçırır gibi ve çok yavaşız aynı zamanda  . Çok meraklıyız , bir o kadar da meraksız. 
Erkenciyiz  trajedilerde peşin hükümlerimizde ,iki elimizi belimize koyup hesap sorma çabalarında .Yangına körükle gitmekte.  Ve  gecikmeliyiz acıları paylaşmakta , taziyelerimizde, mağdurların .! Hüznü paylaşmakta, yaralara merhem olmakta.  Çok hızlıyız resmi kurum ve yetkililerden önce sübjektif asılsıuz kutuplaştırıcı , bilgi yaymaya , çok yavaşız birbirimizle dayanışarak zorluklar karşısınfda mukavemetleri arttırmakta. Çok meraklıyız olanı biteni anında siyasi  kutuplaştırıcı tartışma zeminine taraflıca  çekmeye, itfaiyeden belediyeye olay yerindeymişcesine ya da işin uzmanıymışcasına kusurluluk tayini notlarını verip hatta cezasını kesmelere  oysa çok meraksızız nedense yangın güvenliği için gereklilikler nelerdir , bunları yerine getirmek için araçları nasıl kullanmak lazım, bu durmda stresi yönetip nasıl hatasız bir kurtarma operasyonu gerçekleşir ya da önleyici tedbirlerle bir yangının çıkışıa sebebiyet verecek unsurların bertaraf etmek için gerekli yetkinlikleri edinmeye yönelik  öğrenmelere .
Elim olayın  acil durum hazırlığının önemi konusunda farkındalığı artırarak otellerin ve benzeri turistik kuruluşların kapsamlı acil durum planları geliştirmeleri, düzenli tatbikatlar yapmaları ve personelin krizlere etkili bir şekilde yanıt verecek şekilde eğitilmesini sağlamaları gerektiği , tedarik zincirlerini dahi gözden gecirilmeleri gerekliliğini unuttukları ya da göz ardı ettikleri bir kez daha ortaya çıktı.  Otel  misafirlerinin ve personelin refahını önceliklendiren bir güvenlik kültürü geliştirmek gerek diyen kaç tane işletmeci olduğunu bilmedik. Taziyeler unutuldu. 
Çarşaf kelimesi Farsça çâder-şebden (gece örtüsü) sözünden değişerek  Türkçe'ye giren bir kelime diyor etimoloji uzmanları. Bembeyaz bir çarşaf gibi örtüyordu karla şehri gece  . Gecenin siyahı beyaza karıştı . Kapkara oldu o çarşaflar. Yasa büründü. Kefen oldu 76 cana . Bazı çarşaflar da hayat kurtardı uç uca eklenerek pencerelerden toprağa giden o amansız düşey yol üzerinde mahsur kalıp can havli ile kendini yerçekimine doğru yönelten , o an belkide hayatındaki en büyük çaresizliği yaşayan insanlara . Çarşaflarca yazsak o mahsur kalan insanların durumunu yakınlarının yanarak ya da boğularak hayatlarını kaybetmelerinin acısını anlatamayız . Anlayamayız ve anlatamayız. Süslü beylik laflarla, daraltılmış kişisel gelişim kelime dağarcığımızdaki “pro-active” ,preventive tedbir gibi kavramsallaştırmaları isimlendirirken  provokatif  bir niyetle mevzuya pasif agresif sinsice yaklaşarak “ kandırıkçı ve mızıkçı empati kurarak” ya da “mış gibi yaparak” anlayabileceğimiz bir şey değil zira. Cayır cayır yandılar, dumandan nefessiz kaldılar. Bu meyanda kişisel gelişim ve yaşam boyu öğrenmeye ve bu kavramlara karşı değiliz ,züppece kavramların araçsallaştırılması , ya da iyi niyet dışı kavramın dışına taşırılmasına mesafeli yaklaşıyoruz.Yani diyoruz ki ; empatiyi anlayalım. Halimizi vaktimiz yerindeyken ve olan biteni uzaktan izlerken , "Empatiyi" anlamadan önce de " hâlden anlayalım " biraz ..
Mevzuat ve düzenleyici iyileştirmelerin yapılabilmesi için nasıl bir yol tutturmalı sorusunun önüne geçen doğrulanmamış  bilgi ve görsel içerikleri  mesnet gösteren yaygaralar , mağdurların acılarını hafifletemezdi. Politika yapıcıların  güvenlik protokollerindeki kusur ve ihmaller için kendince  cezalar kesmeye  meyilliler, potansiyel olarak ağır ihmal ya da suistimal neler oluyor bitiyor tam anlamadan üfürdü dezenformasyonperestler. maipülasyonMağdurlar ve yakınları unutuldu . Mağdurların acıları, durumu kendilerinden de ağır olan yakınları için olan endişeleri   arka planda kaldı. 
Teknoloji konaklama turizminde günümüzde ve  gelecekte güvenlik standartlarını şekillendirmede etkili bir rol oynar. Akıllı yangın algılama sistemlerinin, sensörler,dedektörler,otomatik sprinklerlerin ve gerçek zamanlı izlemenin entegrasyonu yangınlarla ilişkili riskleri önemli ölçüde azaltabilir. Teknoloji yeniliklerini  güvenliği artırmak için kapsamlı bir stratejinin parçası olarak benimsemeye yönelik kaç değişik adım atılmalı sorulmadı sorumluluk ve denetimler konusunda ise kesilen ahkamlarI alıp üst üste göğe merdiven diksek en üst kattaki yangından mahsur kalanları bile saniyeler içinde kurtarırdı. 
Farklı infialleri alevlendirecek tartışmaları ve polemikleri başlatmadan ya da bunların taşıyıcıları olmaktan ziyade facia,; afet veya kriz durumunda daha da incinebilir,kırılgan hale gelen insanlar için daha da fazla insancıl olmaya ve değerleri korumaktan sorumluluk duymaya yönelik bir taahüdü olmalı belki vicdanımızın . hatırlatmasını da yaparak toparlıyorum  sözlerimi . 
Yaralıyız, hüzünlüyüz, yaslıyız bugün matem günü .Siyahtayız , 
Bazen daha  çok okuyan , öğrene araştıran,sorgulayan ,yapıcı çözümler üreten , keşfeden hep bilmeye çalışırken  bilmediğini daha da farkeden ve yerinde susup yerinde konuşmaya, evrensel etik değerleri korumak için daha duyarlı olmaya   ihtiyacı olan bir ülke olduğumuzu hatırlamaya gereksinimimiz var.. Bölünmeye değil birleşmeye en çok ihtiyacımız olan anlarda vicdanımızın ve iç sesimizin dürtüsel bir şekilde devre dışı kalmamasının önüne geçecek tedbirleri almadıkça içimizdeki yangınları kontrol altına almadıkça , tabiattaki ister insan kaynaklı olsun ister afet olsun hiç bir yangını kontrol edemeyiz ekseriya. Biraz da bunu hatırlamaya ihtiyacımız var. 
Acılar ,Yaralar çok sıcak, çok derin. Sonrası travmaları da büyük olacak.Bu olası travmaların hafifletilmesine destejk olmaya yönelik  yapacaklarımıza da biraz enerji kalsın. Topyekun "Yangın eksperi ,cehennem betimleyicisi   malumatfuruşluk hallerimiz  hele bir sussun. 
Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndei Gran Kartal Otel'deki yangın faciasında hayatını kaybedenlerin ailelerine sevenlerine yakınlarına başsağlığı ve sabırlar yaralılara acil şifalar diliyor ve acılarını derinden ve içtenlikle bir duyarlıkta yaşıyorum. Geçmiş olsun .Umarım insanlık ve canlılık ailesi böylesi acıları bir daha yaşamaz . Başımız Sağ olsun. TÜRKİYEM 
B Sinifi İşSağlığı ve Güvenliğ  ISG  Uzmanı(Eğitmen)  ,Risk Mitigasyonu Uzm. 
(SERT:İstanbul Üniverstesi Cerrahpaşa Fakültesi ve Allison CPD cert.  ) 
H.Çiğdem Yorgancıoğlu

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow