Müslüm SÖYLER'in Futbol Yorumcuları Hakkında yazısı

Türk futbol tarihi böyle bir zaman dilimi yaşamamıştır. Her şey güzel gidiyor, Türk futboluna kalite geldi derken; yorumcu ve yazar çizeriyle top yekün Türk futbolunu katletme mücadelesine girdik.

Teknoloji ‘’nimet’’ derken, onunda bize akıbeti tersine işledi. Tüm kolaylıklar sanki arka plandaki bir el yardımıyla zorluğa doğru iteleniyor.

Kıymetli okurlar eskiden ‘’Meddah’’ adıyla sahne sanatları vardı. Hem güldürüp hem de düşündürüyorlardı. Bunun en bariz örnekleri Nasrettin Hoca hikayeleri ve  Hacıvat - Karagöz perde oyunlarıydı.

Nasrettin Hoca tatlı dilli, güler yüzlü, samimi bir kişiliğe sahiptir. İnsanları güldürür ama onlarla alay etmez. Asıl amacı insanları düşündürmek ve onlara mizahı kullanarak ders vermektir. O, Türk mizah gücünün, ince zekâsının efsaneleşmiş kahramanıdır.

Hacıvat ile Karagöz’ün amacı eğlendirmek, seyredenlere hoşça vakit geçirtmek, seyircinin gündelik dert ve tasalarından uzaklaşmasını sağlamak, Türkçenin inceliklerini ve kıvraklığını göstermek, kelime oyunlarıyla dili sevdirmektir. Toplumun bilgili tabakasını cahil tabakayla aynı sahnede gösterip, çok iyi bir dostluk örneği vermektedirler.

Ya şimdi, bakıyorsunuz en yakın dostlar ekranlarda bel altıyla birbirlerine demedik söz bırakmıyorlar. Ne edep kaldı, ne de haya…

Sahne şovları, diziler ve hikayeler… Eğer içinde cinsellik ve edepsizlik yoksa prim yaptırmamaya çalışıyorlar. Edepsizlik ve hayasızlık varsa paylaşım ve beğeni rekorları kırıyor.

Tıpkı futbol dünyasında ekran karşısına geçen yorumcular misali. Şimdilerde eski hakemler de yeni hakemleri, yani meslektaşlarını aynı şekilde yerden yere vuruyorlar. Hani derler ya ‘’oturduğunuz yerden ahkam kesmek kolay’’ aynen öyle. Maniler cebe gelmesi için akıllarında ne kadar düzmece düzenekler varsa ortaya seriyorlar hem de salyaları aka aka.

Sonuçta bu bir spor müsabakası, eğlence ve oyun yarışı. Değer mi tüm bu ahlak dışı yorumlar…