Kıymetli okurlarım bugün sizlerle bizlerin durumlarına en güzel şekilde cevap verip sorgulayn bir kardeşimizin, hem de hukukçu ve sivil toplum kuruluşlarında başarılı bir çizgide yol alan kardeşimizin yazısıyla seslenmek istiyorum. Bende bu gün üzerine;
Herkes bir kutlama peşinde...
ENGEL kutlanmaz arkadaşlar...
Farkındalık konusunda dilekler ve temenniler paylaşılır.
Kutlamak neyin nesi?
3 Aralık değil tüm zamanlarda birlikte olmak ümidiyle....
Müslüm Söyler
Şişli Yeditepe Engelliler
diyerek bir özeleştiri ile ses olmaya çalıştım. Bu sözü tamamlayan yazıyı aşağıda paylaşıyorum.
Bilmiyorsunuz arkadaş bilmiyorsunuz! Bilmediğiniz gibi anlamıyorsunuz da! Bir tekerlekli sandalye üzerinde bir adam gördüğünüzde, koşa koşa gidip sandalye yanında fotoğraf çektirmeye benzemiyor bu iş! Ya da otizmli bir çocuğu olan ailenin ne yaşadığını, ayakları olmayan bir kadının ne hissettiğini, nereden bileceksiniz!
Evet bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü.
Belediye başkanları, milletvekilleri, siyasi parti liderleri, hepinize kocaman bir sıfır! Türkiye ‘de takriben 10 milyon engelli bireyin olduğunu biliyor musunuz? Bırakın sosyal devlet savsatalarını, parti politikalarında bu alanda yapılan çalışmalar nerede?
• Özel sektörde engelli kadrosu çoğu zaman “kağıt üzerinde” tutuluyor.
• İşe giren engellilerin bir kısmı düşük ücret, ayrımcılık ve erişilebilir olmayan iş ortamları nedeniyle uzun süre çalışamıyor.
• Kaldırımlar, yaya geçitleri, rampalar standart dışı.
• Toplu ulaşımın önemli bir bölümünde fiziksel erişilebilirlik yok.
• Kamusal binalar, okullar, hastaneler dahi tam erişilebilir değil.
• Dijital erişilebilirlik (web sayfaları, kamu uygulamaları) büyük ölçüde yetersiz.
• Engelli bireylerin özel sağlık ihtiyaçlarına yönelik merkez sayısı yetersiz.
• Psikososyal destek, rehabilitasyon ve fizyoterapi hizmetlerine erişim eşit değil.
• Rapor yenileme süreçleri yorucu ve çoğu zaman bürokratik engeller içeriyor.
• Birçok okul fiziksel olarak erişilebilir değil.
• Aileler özel eğitime ulaşmak için büyük maddi yük altına giriyor.
• Engelli aylığı, bakım parası ve sosyal destekler, yaşam pahalılığı karşısında çok düşük.
• Haklar konusunda bilgi eksikliği var; birçok kişi haklarını alamıyor.
Özetle; Engellilik hâlâ bir “acınacak durum” gibi görülüyor.