Vay canına yandığımın...
Bu ülkede gariban olmakta, iktidar olmakta, muhalefet ve muhafazakar olmakta çok zor. Hatta ve hatta zengin, fakir, okumuş ve cahil, sanatçı ve sporcu olmakta zor. Bu zorluklar içerisinde insan bedenine çiftçi olmanın ne derece ağır bir yük bindirdiğini söylemek hiç de yalan olmaz.
Sıralamaya gelince önce her daim takip edip eleştirdiğim lakin isim vermeyeceğim yazarlardan başlamak isterim.
Arkadaş bu adamlar öylesine kışkırtan, öylesine milletle alay eden yazılar kaleme alıyorlar ki ''ortaya karışık'' sözü bile bunları anlatmaya yetmez.
Son dönemin ağır bilançoları ortada... Dünyayı kasıp kavuran Covid-19 salgını..
Önce bununla iktidarı ve muhafazakar kesimi vurmaya gayret sarfettiler. Olmadı yumuşak inişe geçtiler, yine olmadı...Bu dönemde eğitimle karşı atağa geçtiler bunu da tutturamadılar. Sonrası ekonomi ve çiftçiliğin yanındaymış gibi yazılarla ortamı süslemeye çalıştılar. Vay anasını yine olmadı..
Devlet vergi alıyor diye vatandaşı kışkırttılar yemedi...
Şimdi millet bayram tatiline gitsin diye vay efendim siz neden vergileri düşürdünüz ? diye bağırtılar...
Yahu bir susun Allah aşkına ya !
Orta oyunlarındaki mizahi sahneleri geçtiniz yahu...
Acaba hiç eski yazılarınızı okumuyor musunuz ? Hani siyaseten hep eski defterleri karıştırmaya heveslisiniz ya, birde kendi eskilerinizi ortaya seriverin ki millet sizi tanımada zorlanmasın..
Okullar tatil olsun..
Yahu siz dün neden okullar tatil ediliyor diye ciyaklamıyor muydunuz...
Okullar açılmasına açılsın, gençlerimiz ve çocuklarımız geleceklerini geriden takip etmesin. Yapılması gereken ne ise o yapılmalı ve o geleceğin mimarlarının eğitim alabilmeleri için onlara güvenli bir ortam sağlanmalı.
Her birey diğer bireyi kontrol altında tutmalı, asla bu güven ortamı sadece devlet yetkililerinden beklenilmemeli..
Çok zor değil, biraz gayret biraz azim, biraz da birbirimizi aydınlatmak.
Sönmeyen aydınlıklara kavuşmak istiyorsak, aydınlığın mimarı olacak genç nesli koruyup gözetmeli ve onlara imkan sağlamalıyız.
Haydi selametle...