Toplumsal hoşgörünün bitip tükendiği yerde şiddet başlar. Hoşgörü toplumu aynı çizgi etrafında birleştiren yegane formüldür. Peki ya bu formülü kimler uygulamalı?
Yada kim tarafından topluma deklare edilmeli? İşte bu alan özellikle teşhis edilip, özenle kullanılmalı ve devlet erki tarafından da ciddiyetle takip
edilmelidir. Öyle özgürlükmüş, demokrasiymiş gibi kavramları ‘’şahsi ego’’ ve ‘’toplumsal deformasyon’’ için asla kullandırtmamalıdır.
Peki toplumsal hoşgörü, saygı ve huzuru bozan nedenler ve bu nedenlere bayrak açanlar kim ve hangi kurumlardır…
Benim yazılarımı takip edenler hemen hafızalarında canlandırdıklarından eminim. Defalarca yazdım ve yorumladım. Kimi gün muhalif çevrelerden, kimi gün iktidar kimi günde bu durumları istismar eden çevrelerden eleştiriler aldım. Tabi bu eleştiriler doğaldır. Eleştiriler olmazsa doğrular asla açığa
çıkamaz.
Gelelim yanlışlara;
1-Kitap okumayı değil, sosyal medyada dolaşmayı tetikleyen uygulamaların rağbet görmesi. 2-Şiddet eğilimli dizi ve filmlerin yayın saatlerinin çocukların televizyon izledikleri zamanlarda yayınlanması. 3-İlim ve bilim adamı bildiklerimizin her programda ya da açıklamalarında toplumu bölme şeklinde açıklamalar yapmaları. 4-Siyasilerin birlikte çalışma yerine; yapılan doğruları takdir etmemeleri, yanlışları ise kendi menfaatleri açısından topluma fitne sokarak elde etmeye çalışmaları. 5-Çocukların sosyal alanda topluma kazandırılmaları konularını işlemesi gereken çizgi filmlerin içeriklerinde şiddet ve aldatmacaların çokça bulunması. 6-Eskiden çocuklara aile büyüklerine, dede ve ninelere saygı gösterilmesini konu alan masalların yerini ‘’kendini ezdirme’’ , hakkını savun ‘’deden, ninen dahi olsa’’ diyerek ana temeli parçalamaya yönelik ifadelerin yer alması. 7-Toplumda örf, adet ve inanç temellerini bozmaya yönelik özel çalışmaların ayyuka çıkması. 8-Gazetecilik, yorumculuk ve televizyon programcılığında toplumun aklını karıştıracak senaryoların bilgisiz ve cahil kimselerce yazılıp uygulamaya konulması. 9-Bilgili ve deneyimli kişilerin yerini, maddi durumu yüksek ve sponsorlu bilgisiz, amatör kişilerin alması. 10-Uçuk bir tarafa yönelenlerin, kıymet ifade eden değerlerimizi bir kalkan gibi kullanmaya çalışmaları. (Hem inanç yönünden hem genel kültür, hem de tarihi)
11-Öğrenci öğretmen ilişkileri dahi bu çarpık zihniyet ve uygulamalar nedeniyle zedelenmiş durumdadır. (Ne öğrencinin öğretmenine saygısı kalmıştır, ne de öğretmenin öğrenciye şefkat ve ciddiyeti)
Toplumu öncelikle şiddete yönelten bu gibi tezlerin çürütülüp, ortadan kaldırılmaya çalışılması için gereken önlemlerin alınması ve ivedilikle önüne geçilmesi gerekir.
Unutmayın ki, eskiden silah ve ajanlarla yapılmak istenenler, bugün akıl karıştıran sualler ve cevaplarla gerçekleştiriliyor. Bunun en rahat yapıldığı alanlar ise sosyal medya ve yazılı görsel yayın organları olmaktadır.