Değerler basamağında yürüyorsan, değer ve basamağın ne olduğunu, o yolda nasıl yürüyeceğini iyi bilmen gerekiyor. Eğer bir ordu mensubu isen; ordu içindeki disiplin ve yol güzergahını da çok iyi analiz etmen gerekir.
Kıymetli okurlar, kimse kimseye ne bir başkasını ne sevmesi, ne de nefret etmesi ile alakalı baskı uygulayamaz. Dileyen dilediğini sever, dileyen de sevip sevmediğini içinde saklar. Kimse bu konuda kişinin tercihine karışamaz. Eğer müdahale edilecekse, bu müdahale bir kişinin sevdiğine bir başka kişinin hakarette bulunmasıyla gelişir. Sen sevdin diye, bir başkası da senin sevdiğini sevecek diye bir kural yok. Kimi Türk Kahramanlarından Metehan'ı, kimi Osmanlı Sultanı Kanuni Sultan Süleyman'ı kimi de Mustafa Kemal Atatürk'ü sever. Bazen bu sevgi uhrevi bazda Peygamberlere ve onların ashaplarına kadar uzanır. Benim de Hz. Muhammed (S.A.V) 'i sevmemi kimse yadırgayamaz. Çünkü bende benden başkasını bu konuda yargılama hakkına sahip olmadığımın bilincindeyim. Herkesin bu demokratik bilinci aklının bir köşesine yerleştirmesi gerekir.
Son günlerde güzide ordumuzun içerisinde oynanan bazı oyunlara işte böylesi bir yaklaşım hakim olmaya başladı. Toplumun hassas çizgileriyle oynamaya başladılar. Bazı yazar çizer diye ortalıkta milletin aklıyla oynamaya çalışanlara asla fırsat verilmemeli. Çünkü bunlar işlerine geldiğinde beyaza siyah, siyaha da beyaz diyebilecek kadar basit adamlardır.
Özellikle şunun altını kalın puntolarla çizmek istiyorum.
Fatih Altaylı ve Celal Şengör gibi sosyal medya bataklığında gezinenleri asla ve asla ciddiye almadığımı belirtmek istiyorum. Çünkü bu şahsiyetler gelecekte; kendi uzmanlık konuları haricinde her alanda ahkam kesmeye çalışan ‘’bilimsel cahiller’’ olarak anılacaklardır.
Gelelim asıl meseleye, ordu içinde bazı teğmenlerin disiplin dışı hareketleri sonucu haklarında soruşturma açılmasına…
Efendim bazı kesimler diyor ki, bu kişi okulunda disiplin ödülü almış. Alabilir, en iyi davranış ödülüde alabilir. Şu an itibariylede çok iyi bir insandır. Hatta çok iyi bir askerde olabilir. Bizim teğmenimizin kişiliğiyle alakalı asla sorunumuz yok, sadece o gün yapılanların o törende yapılmaması gerekenler olarak gündeme düşmesi olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Yoksa sivil hayatında, tören haricinde o sözlerin hiçbir sakıncası yok. Şimdi soruyorum sizlere disiplin ödülü almış, yaşamsal olarak da çok iyi tepkiler almış, hatta ahlaki kuralları son derece yerinde uygulamış birisi kural çiğnediğinde suç işlemiş sayılmayacak mı ?
Şimdi ordu disiplini diye bir kural var iken; biri kalkar ‘’bu ordu şeriat ordusudur’’ dese disiplin suçu işlemiş olmayacak mı ? Böyle bir yaklaşımda şu an itiraz edenler ortalığı birbirine katmayacakmıydı. Peki o zaman ‘’Mustafa Kemal’in Askerleriyiz’’ diyerek disiplin kurallarını delmelerine neden karşı çıkmak yerine sahipleniyorlar. Kişiler gelip geçer, kimse kimsenin askeri değildir, Mustafa Kemal Atatürk'de bir Türk Askeridir, her vatandaşımızda birer Türk Askeridir. Askerlik kişiye değil, devlete adanan bir görevdir. Bu konuyu bireysele çekmeye çalışmak askerliğe, orduya ve devlete yönelik yıpratmaya sebebiyet vereceğinden dikkatli olmakta yarar vardır.
Kıymetli okurlar nasıl ki demokrasi herkes için ise, disiplin de bulunduğu kurumun kurallarına göre işletilen bir yol adresi olduğundan bu kurumda görevli olan herkesin bu kurala uyması zorunludur.
NOKTA…..