Eğri otursanda düz konuşmayı bileceksin.
Kim ne yapmış, ne vaad etmiş, hesabını kitabını bilip öğreneceksin. Sırf siyasi taraf diye hakka haksızlık bulaştırmayacaksın.
Şöyle bir İstanbul'un ahvaline bakacaksın. Sosyal, ekonomik ve fiziki duruma göz atıp geleceğin projesine yakın olan düşünce ve o düşünceyi icraata dökebileceğine inandığına görev vermeyi de bileceksin. Aksi durumda ne partine, ne de tarafına değil; tamamen kendine ihanet etmiş olacaksın. Lakin ihanetin de en acısı bu olsa gerek.
Dedik ya, İstanbul'a önce bir kuş bakışıyla tur atacaksın. Sonrası bir askeri bakış açısı, ardından bir jeofizikçi bakışıyla köprüden geçeceksin...
Bakınız hiç siyasi bakış demiyorum. Çünkü yerel yönetimde siyaset değil, halka hizmet kuralın olmazsa olmazıdır.
Yoksa aksi durumda muhatabın cezası o sandığa tamamen gömülmek olacaktır.
Eğer 31 Mart seçimlerinde haksızlık varsa, bu haksızlığı yapan taraf 23 Haziran da ağır bir yenilgi alacaktır.
İstanbul için hizmete yakın olacak isim, kim derseniz...
Sanırım bu defa imamın kayığına, imam kendi binecek gibi.