Naci KONYAR'ın ''Kimse Yokmu?'' Başlıklı Yazısı

Yazarımız Eczacı Naci Konyar'dan yine bizleri bilgilendiren, bilgilendirirken düşündüren bir makale....

Şubat 24, 2025 - 10:50
 0
Naci KONYAR'ın  ''Kimse Yokmu?'' Başlıklı Yazısı

Naci Konyar
Öyle söylenirdi eskiden ‘Tahsil zenginler için süs, fakirler için sığınaktır’ denirdi. Zamanımızda tahsil zenginler için süs olmaya devam ediyor ama artık fakirler için sığınak olmaktan çıktı. Binlerce üniversite mezunumuz iş arıyor, öğretmenler atama bekliyor. Genç işsizlerimizin sayısı giderek artıyor.
Genç işsiz kardeşimizin yürek yaralayan hikayesini gelin sizlerle paylaşalım;
‘Bizim akranlarımız artık bu ülkede geleceksizliğin ve işsizliğin faturasını canlarıyla ödüyor. İşsiz kalmak bizim seçimimiz ve sorumluluğumuz değil. Hayatta kalmaya çalışan milyonlardan biriyim. Bugün sizinle milyonlarca geleceksiz genç işsizlerden biri olarak kendi hikayemi ve yaşadıklarımı paylaşmak istiyorum diye söze başladı işsiz kardeşimiz.
Üniversiteden mezun olduğumda elimde bir diplomam ve devlete 18 Bin lira KYK borcum vardı. Dört yıl boyunca biriktirdiğim bilginin ve tecrübenin kamuda hiçbir önemi olmadığını mezun olduktan sonra anladım. İş bulma aşamasında kamu çalışanı olma yolu biraz zordu. Çünkü KPSS’de başarılı olan arkadaşların ya güvenlik soruşturması sebebiyle ataması yapılmıyor ya da ilgili bölümler çok az insan aldığı için yine memur olamıyorlardı. Bütün bunların yanında kiminle konuşsam iktidara çok yakın ilişkiler sayesinde bir memur olma durumu vardı. Sizin yerinize bilmem kimin ricasıyla göreve gelen, pahalı arabalara binip dolaşan takım elbiseli, alanla ilgili tek çalışma yapmayan bir grup bütün kamu kuruluşlarını işgal etmiş durumda.
Hayatta kalmak için paraya ihtiyacım vardı. Başvurduğum yerlerin çoğu dönüş bile yapmadı. İş bulmak için elden CV teslim ettim, İşkur ve Kariyernetten başvuru yaptım. Özel şirketler tecrübem yok diye işe almadı. Müracaat ettiğim bir muhasebe bürosunda şöyle bir diyalog geçti. ‘Ben seni niye işe alayım? Ticaret lisesi mezunu bir genci işe alırım, o açıktan üniversiteyi okurken az paraya çalıştırırım sigorta derdim olmaz, işi öğretirim o sınavı kazanıp staj yapana kadar 10 yıl geçer. Senden daha karlı. Bir de ben sana hem işi öğreteceğim hem de para mı vereceğim? Evet aklımda kalan cümleler. Onlarca yer gezmiştim, onlarca görüşme yapmıştım, hiç birisi beni bu kadar üzmemişti o ana kadar.
Bir süre sonra sadece muhasebe ilanlarına değil artık ne iş olsa yaparım demeye başlamıştım. Bütün iş ilanlarına başvurmaya başladım. Tabii ki hiç birinden cevap alamadım. Sonra üniversiteden bir arkadaşımın yardımıyla plastik fabrikasında iş buldum. Uzun süren işsizlik maratonunun ardından bir işte çalışıp para kazanmak gerçekten insana küçük bir mutluluk veriyor. İyi de bunun için dört yıl okul okuyup devlete borçlanmanın mantığı neydi?. Zaten bunu lise mezunu olduğunda da yapabiliyordum.
Okuldan mezun olalı üç yıl olmuştu. Fakat yaptığım hiçbir iş alanımla ilgili değildi. O sıra bedelli askerlik çıktı, aile büyüklerimiz kendi biriktirdikleri paradan bana destek oldu ve askere gittim döndüğümde 15 bin KYK borcum, fabrikalarda iki buçuk yıllık bir iş tecrübem vardı. Yine okuldan yeni mezun olmuşçasına sayısız iş başvurusu yapmaya başlamıştım. Çalışma şartları o kadar kötü durumda ki çalışan insanlar bile geleceksiz olduklarının farkındalar çünkü her an işsiz kalabilirler. Bizim büyük bir kısmımız işsiz, kalan kısmımız da hem geleceksiz hem de güvencesiz’
Bir ülkenin en büyük serveti genç insanlarıdır. Eğitimin amacı ülkesini sevecek, ülkesi için çalışırken hizmet aşkı duyacak insanı yetiştirmek olmalıdır. Devletin görevi de yetiştirdiği bu insanlara iş bulmak, istihdam etmek olmalıdır. Bir Güney Kore başarıya insanının değerini bilerek, insanlarını değerlendirerek ulaştı. Biz ise gençlerimizi adaletsizlik değirmeninde öğütmekle meşgulüz.
Hayatımızda ki bu insanları gördüğümüzü söyleyemeyiz. Kendi hedeflerimize odaklanıp dünyaya başkalarının gözünden bakmayı unuttuk. Egomuzun sonu gelmeyen taleplerinin tutsağı olduğumuz bir dünyayı yaşıyoruz. Para kazanmak, başarılı olmaya çabalamak bizi başkalarının ihtiyaçlarına karşı körleştirdi.
Evet bu sohbette anlatılanlar bir genç işsiz kardeşimizin hikayesidir ve maalesef münferit bir olaylar silsilesi değildir. Ülkemizin her şehrinde ilçesinde köyünde kasabasında bu genç kardeşimizin hikayesi gibi nice hikayeler yaşanmaktadır. Hepsinin ortak noktaları geleceksizlik ve güvencesizlik. Umutlar, hayaller darmadağın ve çaresizlik…
Tıpkı deprem gibi toplumsal bir felaketi yaşayan genç işsizlerimiz ‘Kimse Yok mu’? feryadlarının duyulmasını istiyor.
Duyulması dileğiyle…

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow