Daha unutmadık... Dün gibi hafızalarımızda o esk Türk yapımı diziler...
Çok izlerdik,lakin içten içi bizi bozan, dış dünyaya işte sizin istediğiniz Türkiye oluşmak üzere dercesine tv ekranlarına kilitlendiğimiz günler çok uzakta kalmadı. Geri dönüşüm kutusundan çıkrıp izleyebilirsiniz.
Bir Muhteşem Yüzyıl bunların son örneği...Kendi kültür ve değerlerini yerlere serne bu yapıt, kendi evlerimizde ailecek izlediğimiz utanç sahneleriyle doluydu.
Türk dizi ve filmlerine son yıllarda birçok ülkeden talep var. Yapılan diziler ve filmler hem içerik, hemde görsellik adına gerçekten takdire şayandır. Tabi bu kadar kalite ve seçicilik bizim içimizde gerçekleşince, dışarıdan talepte olsa bazı kişisel hissiyatlar kendi başarılarımıza bile gölge etemeye çalışacaktır. Çünkü onlara verilen görev bu yöndedir. Türkiye'nin dünya ülkeleri arasında söz sahibi olması, sanayi hamleleri, savunma sanayiindeki başarıları dış basında bile gıpta ile paylaşılırken, bizdeki enteller ''yahu sizi kandırıyor''bunlar dercesine gerçekleşen hamleleri kötüleme peşindeler.
Dün Rambo ve Kovboy filmlerine değer katanlar, bugün dünyanın bile farkedip talep ettiği Türk film ve dizilerine tabiri caizse bok atmaktan geri durmuyorlar. Dün i Rambo filmlerindeki o akıl almaz sahnelere ''muhteşem'' diyenler, bugün Türk dizilerindeki önlenemeyen yükselişe ''hayal ürünleri'' diye kulp takıp servis ediyorlar.
Pes yani....!
Bizdeki bu entel yazar ve çizerler...Film eleştirmenleri ne yazık ki, ne filmlerdeki o ahlaki çöküntülere laf edebildiler, ne de sanat adına şarkı diye bizlere dinletilen aşağılık kokan melodileri eleştirebildiler. Onlar sadece Türk Milleti'ne değer katacak sanat eserlerine karşı eleştirlerde bulunurlar.
Yıllarca isimler üzerinden dahi bizi vurmaya çalıştılar, değer verilen o isimler ''Ramazan, Şaban ve Recep isimleri üzerine senaryolar yazıp kurgularla döşediler ve bizlere bu isimler üzerinden alaycı tavırlar sergilediler. Bizler de millet olarak güldük,eğlendik ve alkışladık. Bunlara dahi bir söz etmeyen bu entel fosiller, dizi furyasında, sinema alanında ''bizde varız'' resmini verince....Gözleri kör, kulakları sağır olmaya başladılar...
Olsun, varsın diyelim...Onlar görmeyince dünya karanlık olmuyor.
Onlar duymayınca da kimse sağır kalmıyor...
Gören göz,işiten kulak gerçekleri her daim yüreklere yazıyor...
Selametle...