Hayatta mutlu olmanın yolu nedir ? diye sorduklarında benim ilk cevabım ''kendin olabildiğin sürece mutlusun'' diye cevap veriyorum. Çünkü kişi kendini bildiği müddetçe iç huzuru sağlayabilir. Değişken bir kişiliğe sahipsen zaten sen kendini dahi tanıyamaz hale gelirsin. Bunun sonucu da stres ve olaylardan bihaber olarak yoluna devam eden benim kendi tabirimce ve kendim için kabulleneceğim ''kişiliksiz bir ruh hali'' durumu ortaya çıkacaktır.
Çok şükür gençlik yıllarımda vermiş olduğum mücadelem, duruşum ve kararlılığım bu durumu geride kalan hayat arşivimde artılar hanesine yazmış bulunuyor. Allah'a hamdolsun ki gençlik öncesi çocukluk ve bu zamana kadar varoluşumda bana iyi bir ''hal durumu'' mirası bırakan babama da rahmetler olsun..
Dedik ya biz konu aile,iş ve memleket konularına geldiğinde gözükara bir hale gelir, bu durumlarda asla taviz ve esneklik gösteremeyiz. Bunun kuralla ve mecburiyetle alakası yok, tamamı kişilik ve damarlarda akan kanın kalbe pompaladığı seyir halidir. Biz hayatın seyrini de bu mihval üzerine hasır ettik.
Eğri yolları düz yapar, düz yolları ise hedefe giden tabela olarak görüyoruz. Siyasette beklentiden çok görev almayı bekleriz... Kimseye kendimizi el etek öperek kabu ettirmeye de asla bu yapımız müsaade etmez. Dik yatar,dik kalkarız... Allah'tan gayrısına eyvallahımız asla olmamıştır , olmayacaktır.
Boğazımıza haram lokma damlatacak kazançlardan da Rabbim her daim bizleri muhafaza eylesin..
Bundan böyle buradayım..
Zamanınız olursa beklerim..
Selametle....