1912-1922 yılları arasındaki savaşlar nedeniyle Balkanlar’da, Ege Adalarında ve Anadolu’da büyük acılar yaşandı. Balkan Savaşı sonrasında yüz binlerce Müslüman savaşta yenik düşen Osmanlı ordusunun peşi sıra korku ve panik içinde doğdukları toprakları terk ederek Anadolu ‘ya sığındı. Benzer trajedi, 1922 yılında Kurtuluş Savaşında yenik düşen Yunan ordusuyla beraber Anadolu’yu terk eden Rum Ortodoksların başına geldi. Bir ay gibi kısa bir süre içinde yüz binlerce Rum Ortodoks Yunanistan’a sığındı. Bu durum Yunanistan’da büyük sıkıntılara ve kaosa yol açtı. Yunanistan’ın nüfusu bir anda dörtte bir oranında arttı.
Lozan Barış Konferansı toplandığında öncelikle sığınmacılar ve esirler konusu ele alındı. İngiltere temsilcisi Lord Curzon’un teklifi ve Milletler Cemiyeti görevlisi Nansen’in raporu doğrultusunda; Yunanistan’da yerleşik Müslümanlarla Türkiye’de yerleşik Rum Ortodoksların zorunlu göçünü öngören Mübadele Sözleşmesi imzalandı. Bu sözleşme uyarınca; İstanbul’daki Rum Ortodokslar ile Batı Trakya’daki Müslümanlar hariç Yunanistan’da yerleşik bütün Müslümanlar Türkiye’ye, Türkiye’de yerleşik bütün Rum Ortodokslar Yunanistan’a gönderildi. Mübadele sözleşmesinin kapsamına 18 Ekim 1912 tarihinden sonra yurtlarını terk etmiş olanlar da alınarak mülteciler sorununa bir çözüm bulunmuş oldu.
ZORUNLU GÖÇÜ içeren bu sözleşme ile iki milyon civarında insan yurtlarından kopartılarak, yeni yerleşim bölgelerinde yaşamaya mecbur edildi. Tarihimizdeki bu kitlesel ve zorunlu göçe kısaca mübadele, bu insanlara da mübadil deniyor.
O günden bu güne örf adet ve kültürümüzü ne kadar ve nasıl yaşıyor yada yaşatıyoruz .. Oysa göç edenler; bilgi birikimlerini, kültür, sanat ve folklorik değerlerini de beraberinde taşımışlardır. Bizlerin , bugünkü kültürümüzün oluşumunda önemli etkisi olan değerlerin ve yakın tarihimizin ciddi biçimde ve bilimsel olarak araştırılmasının önemli bir görev olduğunu düşünüyorum.. biz bulunduğumuz ilçe de. İşte bu gerçekleri göz önüne alarak bizler; bir grup mübadil, mübadil çocuğu ve torunu bir araya maalesef ki gelemedik
Daha önce bir kaç mübadil çocuğu olarak bir adım atıp derneğimizi kurduk.. Ama maalesef ki kurmakla kaldık , umarım ki en kısa zamanda tüm mübadil çocukları olarak bir araya gelip , örf ,adet gelenek ve görenekleri mizi en güzel şekilde yaşar yasatir ve yeni nesillere aktaririz sevgi ve saygı ile kalın selametle ....
Gönül Hayati Özkan 5 Yıl Önce
Gelenlerin,buradaki ilk kuşağı olan bizim yaşıtlarımızın gördüğü ve birlikte yaşadıkları hatıralarından ve sohbetlerinden yararlanmak sureti ile,bu değerler kayıt altına alınmadığı taktirde,bizden sonraki kuşaklar geçmişteki kültürün yabancısı durumuna düşeceklerdir.