Virüsün kaynağı hakkında şimdiye kadar Wuhan'daki hayvan pazarı gösterildi. Uzmanlar virüsün yarasalardan veya aracı başka bir hayvanla insanlara geçtiğini ileri sürüyor. İngiliz matematikçi ve astrobiyolog Chandra Wickramasinghe aynı fikirde değil. Wickramasinghe, koronavirüsünün farklı bir yerden yani uzaydan geldiğini iddia etti. Tanınmış bir matematikçi, gökbilimci ve astrobiyolog olan Wickramasinghe, Daily Express'e şu açıklamayı yaptı:
"Hızlı ve aniden gelişen salgının uzayla bağlantısı olabilir. Lokalizasyon bu durumun en güçlü tarafı. Geçen yıl ekim ayında bir kuyrukluyıldız parçası Çin'in Kuzey doğu tarafına düşmüştü.
Bu parçanın içinde enfektif koronavirüs parçacıklarının gömülü olabileceğini düşünüyoruz. Enfeksiyona sebep olabilecek virüs benzeri parçacıkların uzayda yaygın olduğuna, kuyrukluyıldızlarla taşındığına ve böylece gezegenimize gelmiş olabilecekleri ihtimalini ele alıyoruz. Belki de geçmişte olan salgınlarda da bu yüzden gerçekleşmiş olabilir." Wickramasinghe gök taşlarında canlı yapılar olabileceğini bir kez daha yineledi. WUHAN'DA 2017 YILINDA VİRÜS LABORATUVARI KURULMUŞ!
Corona virüsünün ilk ortaya çıktığı yer olan Çin'in Wuhan kentinde 2017 yılında bir virüs laboratuvarı kurulduğu ortaya çıktı.
Laboratuvarın kurulmasına karşı çıkan bilim adamları, 3 yıl önce tehlikeye dikkat çekerek, "incelenen virüslerin laboratuvardan dışarı sızması ve kontrolden çıkması" ihtimali hakkında açıklamalar yapmıştı. Ancak Çinli mikrobiyologlar, dünyanın en büyük biyolojik tehditleriyle boğuşmak için yetkilendirilmiş bir 'elit kadro' olduklarını söyleyerek uyarılara kulak asmadığı iddia edildi. Çin Bilimler Akademisi Pekin Patojenik Mikrobiyoloji ve İmmünoloji Laboratuvarı Direktörü George Gao, 2017 yılında laboratuvar hakkında "Çinli araştırmacılar için daha fazla fırsat sunacak ve BSL ‑ 4 seviyeli patojenlere katkımız dünyaya fayda sağlayacak" açıklamasında bulunmuş.
Wuhan Ulusal Biyogüvenlik Laboratuvarı, Çin'de kurulan ilk laboratuvar oldu. Laboratuvar, Ocak ayında Çin Ulusal Uygunluk Değerlendirmesi Akreditasyon Hizmeti (CNAS) tarafından BSL-4 standartlarını ve kriterlerini karşıladığı için sertifikalandırıldı.
CNAS, laboratuvarın altyapısını, ekipmanını ve yönetimini inceledi ve bir CNAS temsilcisi Sağlık Bakanlığı'nın onay vermesini talep etti.
Bakanlıktan bir temsilci, laboratuvar çalışanlarının ve Bakanlık denetçilerinin yavaş ve dikkatli hareket edeceğini söyledi.
Bu haberin tekrar gündeme gelmesinin ardından sosyal medyada, corona virüsünün Çin'deki laboratuvarda ortaya çıktığı iddiası ortaya atıldı.
CORONA VİRÜSÜ NASIL YAYILIR VE BELİRTİLERİ NELERDİR?
Covid-19 hastalığına neden olan virüs şu anda hızla dünyaya yayılıyor. En az altı başka tipte koronavirüsün insanları enfekte ettiği bilinmektedir, bazıları soğuk algınlığına neden olurken iki türü ise salgınlara neden olur. Daha önce 2002'de SARS ve 2012'de MERS hastalığı koronavirüs kaynaklıdır.
Koronavirüs, adını yüzeyindeki taç benzeri sivri uçlardan almıştır. Virüs, sabunla temas ettiğinde ayrılan yağlı lipit moleküllerini barındıran bir baloncuk şeklindedir.
Virüs vücuda burun, ağız veya gözlerden girer, daha sonra ACE2 adı verilen bir protein üreten hava yollarımızdaki hücrelere tutunur. Yarasaların bedeninde bulunan benzer bir proteine tutunabildiği bilindiği için, yarasalardan insanlara bulaştığı düşünülmektedir. Virüs, yağlı zarını sizin hücre zarınızla kaynaştırarak hücreye bulaşır. İçeri girdikten sonra, koronavirüs RNA adı verilen bir genetik materyal parçacığı bırakır. Virüsün genomu 30.000'den az genetik "harf" uzunluğundadır. (İnsanoğlunun genomu 3 milyardan fazladır) Enfekte hücre RNA'yı okur, bağışıklık sistemini uzak tutar ve virüsün yeni kopyalarını toplamaya yardımcı olacak proteinler yapmaya başlar. Antibiyotikler bakterileri öldürür ve virüslere karşı işe yaramamaktadır. Ancak araştırmacılar viral proteinleri bozabilecek ve enfeksiyonu durdurabilecek antiviral ilaçları test ediyorlar.
Enfeksiyon ilerledikçe, hücre mekanizması koronavirüsün daha fazla kopyasını oluşturacak yeni sivri uçlu proteinleri ve diğer türdeki proteinleri üretmeye başlar. Bağşıklık sistemi virüs tarafından kandırıldığı için bu üretim devam eder.
Virüsün yeni kopyaları toplanır ve hücrenin dış kenarlarına doğru hareket eder. Enfekte olmuş her hücre, hücre nihayet bozulmadan ve ölmeden önce virüsün milyonlarca kopyasını çıkarabilir. Virüsler yakındaki hücreleri enfekte edebilir veya çıkan damlacıklarla dağılabilir.
Çoğu Covid-19 enfeksiyonu, bağışıklık sistemi virüsü temizlemek için savaşırken yüksek ateşe neden olur. Ağır vakalarda, bağışıklık sistemi aşırı tepki verebilir ve yanlışlıkla akciğer hücrelerine saldırmaya başlayabilir. Akciğerler sıvı ile dolar ve ölmekte olan hücrelerle tıkanır ve solunum güçlüğü başlar. Enfeksiyonların küçük bir yüzdesi akut solunum sıkıntısı sendromuna ve muhtemelen ölüme neden olabilir.
Öksürme ve hapşırma, virüs yüklü damlacıkları yakındaki insanlara ve yüzeylere atabilir, burada virüs birkaç saat ila birkaç gün boyunca bulaşıcı özelliği ile kalabilir. Enfekte insanlar, bir maske takarak virüsü yaymaktan kaçınabilirler, ancak sağlıklı insanların hasta bir kişiye bakmadıkları sürece ya da Sağlık Bakanlığımız tarafından açıklanan yurt dışı seyahati sonrası 14 gün kuralına ihtiyaç duymadığı sürece maske takmaları gerekmez. DÜNYAYI UMUTLANDIRAN GELİŞME
Kanada'dan son gelen son dakika haberi ise yüreklere adeta su serpti. Üç farklı üniversitede görevli bilim insanları, virüsün başarılı bir şekilde izole edildiğini duyurdu. Araştırmacılar iki örnekten aldıkları corona virüsü izole etti ve ardından güvenli bir muhafaza tesisinde yetiştirdi.
Virüsü başarı ile izole eden ekip tarafından yapılan açıklamada, "Laboratuvarda geliştirilen kopyalar bilim insanlarının hastalığı daha iyi çözümlemek, tedavi etmek ve test etmek için fırsat olacaktır. Aşı üretiminde de fırsat sunacaktır." denildi. Araştırmada görev alan Dr. Arinjay Banerjee, "SARS-CoV-2 virüsünü başarılı bir şekilde izole ettik. Böylelikle, araştırmalarımıza devam edeceğiz. Bu sayede daha çok virüs üreterek hastalığın biyolojisini daha iyi öğrenebiliriz, daha etkileşimli bir şekilde çalışabiliriz" sözlerini kullandı.
Sunnybrook'ta mikrobiyolog ve bulaşıcı hastalıklar doktoru Dr. Samira Mubareka, "Bu pandemiye çözüm geliştirmek için bazı kilit araçlara ihtiyacımız var. Acil müdahale çok önemli olmakla birlikte, daha uzun vadeli çözümler bu yeni virüse yönelik temel araştırmalardan gelecek" ifadelerini kullandı. Sunnybrook'ta klinik mikrobiyolog olan meslektaşı Dr. Rob Kozak ise, "Birinci sınıf kurumlardan araştırmacılar sadece birkaç hafta içinde kendiliğinden bir dayanışmayla bir araya gelip birkaç hafta içinde virüsü başarılıyla izole etti. Bu işbirliği yaptığımızda başarabileceğimiz şaşırtıcı şeyleri gösteriyor" diye konuştu. Avustralya ve İtalya'daki araştırma ekipleri de laboratuvarlarda virüs örneklerini izole eden ve yetiştiren ekipler arasında bulunuyor.
YENİ TİP KORONAVİRÜS HAKKINDA DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın son yaptığı açıklamaya göre Türkiye'de 5 kişide koronavirüs tespit edildi. Uzmanlar koronavirüse karşı önlemler konusunda uyarılarda bulunuyor. Koronavirüse karşı dirençli olmamız için hijyen ve beslenme önem taşıyor. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelede kişisel hijyen kurallarına uyumun yanı sıra dengeli beslenme, yeterli uyku ve düzenli fizik egzersizin önemli olduğu belirtildi. Birçok kişi koronavirüsten korunmanın yollarını araştırıyor ve merak ediyor. İşte merak edenler için yeni tip koronavirüs hakkında doğru bilinen yanlışlar...
Ev yapımı turşuların, içerdikleri probiyotikler sayesinde bağışıklık sistemine bir miktar destek verdiği ancak içerdiği tuz nedeniyle aşırı tüketiminden kaçınılması gerektiği, burnun tuzlu suyla yıkanmasının virüsün bulaşıcılığını engellemediği, bağışıklık sistemini özel olarak güçlendirdiğine yönelik kanıtlanmış herhangi bir gıdanın bulunmadığı bildirildi.
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Ankara Üniversitesi (AÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, yaptığı açıklamada, Kovid-19 hakkında doğru bilinen yanlışlara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve Antarktika hariç tüm kıtalara ve 120'den fazla ülkeye yayılan Kovid-19 ile mücadelede doğru bilginin önemine işaret eden Azap, öncelikle tedbirli olunması ve önerilen hijyen kurallarına uyulması gerektiğini vurguladı.
"AŞIRI SICAK İÇECEKLER, FAYDADAN ÇOK ZARAR VEREBİLİR"
Azap, yeni tip koronavirüs açısından test sonucu pozitif çıkan her hasta için hastalık seyrinin farklı olabileceğini ifade ederek, Kovid-19'a dair doğru bilenen yanlışlara ilişkin şu bilgileri verdi:
YANLIŞ: Her Kovid-19 enfekte olgu, ağır ve ölümcül seyretmektedir. DOĞRU: Hastalığın seyrinde yüzde 10-15 oranında ağır solunum yetmezliği, böbrek yetmezliği ve çoklu organ yetmezliği görülebilir ve yüzde 2-5 oranında ölümle sonuçlanırken, yüzde 80 oranında hastalık hafif seyretmektedir.
YANLIŞ: Hastalıktan korunmak için maske takmanız yeterlidir. DOĞRU: Maske, kişiyi virüsü kapmaktan yeterince korumaz. Sadece kişi hasta ise virüsün başkalarına bulaştırılmasına engel olabilir. Hele ki sağlıklı kişilerin toplumda, gündelik hayatta maske takmasına gerek yoktur. Korunmada en önemli yöntem el temizliğidir. Eller mümkün olduğunca temiz tutulmalı ve göz, burun ve ağıza götürülmemelidir.
YANLIŞ: El dezenfektanları tüm sorunu çözer. DOĞRU: Piyasada değişik isimler ile pazarlanan sözde antiseptik, dezenfektan ve mikrop öldürücülerin çoğu elleri iyi bir 'su-sabun temizliğinden' daha çok koruyamayacaktır. Ellerin, sık sık bol sabunlu su ile dikkatle, iyice ovularak yıkanması koruyuculuk için yeterli olacaktır. Su ve sabuna ulaşılamayacak durumlarda 70 derece ve üzerinde bir kolonya veya alkol bazlı el dezenfektanı da kullanılabilir. Sık el temizliği cildi kurutarak egzama gibi hastalıklara neden olabilir. O yüzden eller günde birkaç kere nemlendirici krem ile nemlendirilmelidir. YANLIŞ: Burnu tuzlu suyla yıkamak, tuzlu suyla gargara yapmak ya da sirke virüsün bulaşıcılığını engeller.
DOĞRU: Bu yanlış bir bilgidir. Bu konuda hiçbir bilimsel veri yoktur. Hatta tuzlu suyun tuz oranı yüksek olursa üst solunum yolu hücrelerine hasar verebilir. Solunum sistemini viral enfeksiyonlardan ya da dış etkenlerden korumada bir kalkan özelliği gösteren, bakteri ve virüslerin solunum hücrelerine tutunmasını engelleyen mukus tabakası da hasar görebilecektir.
YANLIŞ: Sıcak içecekler içmek virüsü öldürecektir. DOĞRU: Aşırı sıcak içecekler ağız-boğaz bölgesini yakıp kavurarak 'koruyucu epitel tabakayı' ve 'önleyici bağışıklık salgılarını' tahrip ettiğinden, faydadan çok zarar verebilir. YANLIŞ: Enfekte yüzeyleri sadece su ile ya da ıslak mendil ile silmek yeterlidir.
DOĞRU: Yüzeyler belli oranlarda sulandırılmış (1:100; 1 birim çamaşır suyu, 99 birim su) çamaşır suyu ya da deterjanla temizlenmelidir. Basit deterjanlar da koronavirüsü önlemede çamaşır suyu kadar etkilidir.
"EV YAPIMI TURŞULARIN, BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNE BİR MİKTAR DESTEK VERECEĞİ DOĞRUDUR"
Prof. Dr. Azap, bağışıklığı kuvvetlendirmek ya da virüsün etkisini azaltmak için çeşitli yiyecek ve içeceklere yönelik de uyarılarda bulundu. Buna göre, doğru ve yanlış bilgiler şöyle:
YANLIŞ: Sarımsak, soğan yemek koronavirüs enfeksiyonunu önler. DOĞRU: Sarımsak ve soğan içerdikleri alisin ve kuvarsetin sayesinde antimikrobiyal özellikleri olan sağlıklı gıdalardır ama koronavirüsten koruma gibi bir faydaları bilimsel olarak ortaya konmamıştır.
YANLIŞ: Çok turşu yemek bağışıklık sistemini güçlendirip hastalıktan koruyacaktır.
DOĞRU: Ev yapımı turşuların, içerdikleri probiyotikler sayesinde bağışıklık sistemine bir miktar destek vereceği doğrudur. Ancak aşırı miktarda turşu tüketimi aşırı miktarda tuz tüketimine de neden olarak vücudun sıvı elektrolit dengelerinde değişikliklere ve hipertansiyona sebep olabilir. YANLIŞ: Kelle paça çorbası bağışıklık sistemi için şarttır. DOĞRU: Bağışıklık sistemini özel olarak güçlendirdiği gösterilmiş herhangi bir gıda yoktur. Önemli olan sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlığıdır. Virüslerden korunmada bağışıklık sisteminin önemli olduğu doğrudur. Bugüne kadar yapılan bilimsel çalışmalarla bağışıklık sistemini güçlendirdiği kanıtlanmış 3 uygulama vardır. Bunlar, dengeli beslenme, yeterli bir uyku ve düzenli fizik egzersiz şeklindedir.
YANLIŞ: Alkolsüz kolonya, el dezenfektanı olarak kullanılabilir. DOĞRU: Bir sıvının dezenfektan özelliğe sahip olması için minumun yüzde 70 alkol oranına sahip olması gerekir. Uygun el antiseptiği bulunamayan yerlerde yüzde 80-90 arasında alkol içeren her türlü kolonya da el hijyeninde virüsten korunmada kullanılabilir.
DOĞRU: Bir sıvının dezenfektan özelliğe sahip olması için minumun yüzde 70 alkol oranına sahip olması gerekir. Uygun el antiseptiği bulunamayan yerlerde yüzde 80-90 arasında alkol içeren her türlü kolonya da el hijyeninde virüsten korunmada kullanılabilir. YANLIŞ: Havaların ısınması ile virüs ortadan kaybolacak. DOĞRU: Sıcak havanın virüsü doğrudan öldürmesi gibi bir durum söz konusu değil. Ancak havaların ısınması ile insanlar kapalı ve havasız ortamlarda uzun süre vakit geçirmiyor, evler, iş yerleri daha iyi havalandırılıyor ve böylelikle solunum yoluyla bulaşan virüslerin bulaşma olasılığı azalıyor. İkinci olarak da artan sıcaklık nedeniyle virüs dış ortamda daha kısa süre canlı kalabiliyor.
Tüm bu detaylar ve açıklananlar gösteriyor ki, henüz bir adım ilerleme yok. Virüsün ortaya çıkış günüyle bugün arasında sadece ekranlarda deprem sonrası söylenenlerin deprem öncesi neden söylenmediği benzeri sorgularıyla karşılaşıyoruz.
Virüsün ne somut bir tanımı yapılıyor, ne de nasıl bulaştığı ve ilerleme gösterdiği hakkında bilgi verilebiliyor. Her şey sadece bir zan ve tedbir açısından birkaç nasihattan öteye gidemiyor. Vakalar zamanla gerileyeceği yerde ilerleme hatta felakete doğru gitme durumunda.
Gelecek yazımızda bu komplo terorileri ve bilinmeyen gerçeklerle yüzleşmeye devam edeceğiz...
Güncelleme Tarihi: 28 Kasım 2020, 09:04