banner45

Miami'den Kaz Dağlarına

Amerika Türk İş Kadınları Derneği Başkanı Miami Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Sevi SARI, Korona Virüsü ve ona bağlı yasaklar nedeniyle Türkiye'nin oksijen deposu Kaz Dağları'nı mesken edindi. Öyle bir edindi ki tüm basında haberleri ardı ardına manşet olmaya başladı.

Dünya sosyetesinin önemli isimlerinden Sevi Sarı, Korona Virüs salgını nedeniyle mahsur kaldığı Kaz Dağları'nda aradığı mutluluğu bulmayı başardı. Kendisini tamamen doğaya adamış halde özgürlüğe terkeden Sarı, doğa ile aşk yaşadığını söylüyor ve böylesi bir mutluluğu hiç yaşamadığını belirtiyor. Doğanın ne kadar cömert olduğunu, Allah'ın doğa ile insanlara sonsuz bir yaşam mucizesi verdiğini hatırladım diyor.

Kendisi yıllardır Miami'de yaşıyor. Onu Amerika'da ilk Türkçe yayın yapan Flordia Türk Radyosu'ndan hatırlayanlar çoktur. Daha sonraları birçok alanda Türk kadınını başarıyla temsil etti. Amerika Türk İş Kadınları Derneği Başkanlığı, Miami Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyeliği'de yapan Sarı, Türkiye'de engellilerin yaşadığı sorunları birçok radyo ve tv programlarında dile getirdi.Özellikle engelliler konusunda istismarcılıkla mücadele eden, engelli olmasına rağmen birçok alanda başarılı olan radyo ve televizyon programcısı Müslüm SÖYLER'ide kendine program partneri seçen Sevi Sarı doğduğu yer Amasya Gümüşhaciköy'de de çok sevilen bir isim.

Florida Uluslararası Üniversitesi Sanat, Eğitim ve Bilim Koleji Yönetim Kurulu Üyesi Sarı, Anadoludaki yetenekli gençlere destek olmak için doğup büyüdüğü topraklara bir süre iş gezisi düzenlemişti. Son durağı Kaz Dağları'nda salgın dolayısıyla sınırların kapatılması üzerine mahsur kalan iş kadını, orada tanıştığı Bağdadiye Teyze'nin misafiri oldu. İkilinin dostluğu örnek olurken Sevi hanımda bugünlerde şalvarı ve yemenisi ile köy hayatının tadını çıkarıyor.

Sabah kahvaltılarında kendi elleriyle ineklerden sağdığı sütü sofrasına taşıyan Sarı, taze yumutaları tavukların yuvasından alıyor ve doğada her ürünü katkısız tüketiyor. Ateşte yaptığı çay ve sofrasını donattığı sarı papatyalar ise sabah kahvaltı sofrasını doğal bir atmosfere çeviriyor. 

Doğayla yaşama şansını yakaladığı günler için Allah'a şükrettiğini belirten Sevi Sarı, o kadar çok güzellikler varki, bizler neyi paylaşamıyoruz. Yaradan bizlere her şeyi vermiş, hem de hiçbir ücret talep etmeden. Bizler ne yapıypruz , tüm bu güzellikleri ve doğanın cömertliğini görmezden gelip kendimizi dar alanlara hapsediyoruz. Ben burada öyle mutlu öyle huzurluyum ki, hayvanlar, bitkiler kısacası tabiat ve burada tanıştığım mükemmel insanlar bana doğal aşkı tattırıyorlar. Aşk aşk diye dağlarda taşlarda koşarak şarkılar söylüyorum. avazım çıktığı kadar bağırıyor ve kendimi çocuklar gibi mutlu hissediyorum.

Hayata kalite katmak sadece teknoloji ile olmuyormuş, doğallık belli ki insanın tabiatında ve ruhunda var diyor Sevi Sarı...

Odasında asılı olan tüfek iyi bir avcı olduğunu açıkça ortaya koyuyor diyoruz, lakin kendisi hayvanlara kıyamadığını o tüfeği sadece güvenlik amaçlı yanında taşıdığını belirtiyor.

Amerika'da bıraktığı torunu, oğlu ve gelinini çok özlediğini, en kısa zamanda onları da bu tabiat harikası oksijen kaynağına getireceğini söylüyor. Doğup büyüdüğü memleketi Amasya ile hayat buldum burayla da doğaya aşık oldum diyor Sevi Sarı ve ekliyor, memleketimizin kıymetini bilelim. Her karışı apayrı güzel, her yöresi bir başka harika diyor.

Güncelleme Tarihi: 10 Mayıs 2020, 01:49
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER