banner45

Sorun mu, Çözüm mü !

Malum 3 Aralık Dünya Engelliler Günü olarak (KUT)lanıyor... Sanki çok özel bir ödül misali. Neyi amaçlıyor neyi sorgulayıp nelere cevaplar arıyoruz onun bile idrakinde değiliz. Laf ola beri gele diye oyalanıp duruyoruz. Geçen Cumartesi Ankara'ya davet edildik, davete gidemedik. Yollar uzun ve meşakkatli, davet eden ev sahibi de gelecek misafirlerin ''kendi imkanları dahilinde gelmeleri gerekir'' alt açıklamasıyla benim gibi onlarca engelli bu vesileyle davete gidememiş oldu. 

Ankara'ya gidemedik lakin İstanbul'da yapılan ve davet edildiğimiz 3-5 etkinliğe katılma fırsatı yakaladık. Bunlardan ilki Ak Parti İstanbul İl Başkanlığının ''Danışma Kurulu İstişare Toplantısı'' adı altında kahvaltılı sohbet ve istişare programıydı. Program beklenildiği gibi siyasi bir giriş, gelişme ve sonuca bağlanarak nihayete erdi. Türkiye Sakatlar Derneği Genel Merkez Başkanı Şükrü Boyraz ve ünlü karikatürist Nizamettin Çayır ile birlikte programı takip ettik. Program her ne kadar danışma ve istişare adı altında olsa da mikrofonu eline alanlar hep sorunlardan bahsettiler. İşin ilginç yanı iktidar olan bir partinin böylesi önemli bir günde salonda çok az sayıda engellinin bulunmasıydı. Bu özellikle benim dikkatimi çeken nokta oldu. Çözüm odaklı hazırlanan bir programada ısrarla sorunlar iletilmesi salonun az sayıda katılımcı olmasıyla doğru orantılı gibi oldu. Sanki yaşanılanlara bakıldığında ''engelliler konusunda'' onlarca soruna çare olan bir partinin başına çorap geçirilmeye çalışıyor imajı veriyor gibiydi.

Program ısrarla bitirilmeye çalışıldı ve biz mikrofonu elimeze almadan (her sorun danışılıp istişare edilerek) sona erdi. Başkan katılımcılarla resim çektirmesinin ardından yanına yaklaştım ve radyocu olduğumu engellilerin sorunlarıyla ilgili projeler sunmak istediğimi söyledim. Sayın başkan bana orada görevli bir arkadaşı gösterip projeyi ona anlatmamı önerdi.  Ne güzel dedim ya, sorunları anlatanlar dinleniyor çare olmaya çalışanlar başka tarafa gönderiliyor. Halbuki ben radyocu kimliğimi söylediğimde başkan bana demeliydi ki, asıl sorunları sen anlatmalıydın, konukların ve dinleyen engelliler zaten tüm sorunları sizlere iletiyordur.  Ama nerde! Herkes kahvaltıyı yaptıktan sonra kalkıp başka yerlere gitmenin derdindeydi. Bizde projemiz için danıştık, istişare ettik ama projemizi satamadan geri geldik. Yine projemle yatıp, projemle kalkacağım anlaşılan. O nedenle kıymetli engelli dava arkadaşlarım, biz, siz ve onlar daha çok dert anlatır, dert dinletir ve dinleriz. 

İkinci katıldığım etkinlik Engelsiz Yaşam Vakfi ve One More İnternationel firması katkılarıyla ''Engelsiz Futbol Turnuvası'' adı altında Sancaktepe Ampute Takımı ile Karma Bayan Futbol Takımı arasında oynanan gösteri tadında oynanan maç oldu. Bir nevi Ampute futbolunu tanıtma ve toplumla buluşturma açısından güzel bir etkinlikti. Fifa kokartlı hakem Fırat Aydınus ve ünlü spor spikerlerinin anlatımı, renkli tribün sloganlarıyla harika bir atmosferde geçti. Hatta tribünlerin Fırat Aydınus'a karşı ''yabancı hakem isteriz'' tezahuratlara karşılık Fırat Aydınus'un ''bende yabancı seyirci isterim'' demesi ortamı kahkaya boğdu.

Bana sorarsanız eğlenceli ve içine spor katılmış bir kutlama; sorunları taşkınlık yapan bir ırmak misali ortaya taşımaktan daha profesyonelceydi.

Siz ne dersiniz ?

YORUM EKLE