Azerbaycan...!
Yıllarca direnen bir haklı davanın yüzakı...
Azerbaycan...!
İnsanlık dersi vermeye kalkanlarca her daim haksızlığa uğrayan bir ülke...
Azerbaycan...!
Mazlum ve haklı davaların ortak sesi...
Türkiye...!
Haksızlık karşısında susanların dilsiz şeytanla eşdeğer olduğunu haykıran bir ülke....
Gün gelir her hak yerini, her haksızlık bedelini öder. İşte o gün bu gündür kıymetli okurlar. Allah dünyayı öyle bir imtihanla sınava tabi tuttu ki, bu sınavda dünyaya nizam vermeye çalıştığını iddia eden insanlık düşmanları tel tel dökülmeye başladı. Bizler her daim hayrın ve şerrin insan hafızasındaki yeri ile değil, Yaradan tarafındaki akıbetini sabırla bekleyenlerdeniz. Öyle bir sabrın tecellisi ki bu, dört yanı dost bildiklerinin dış güçlerce düşmanca tutumlarına maruz kalan bir ülkeden bahsediyoruz. Yani bizden, yani Türkiye'den...Her daim mazlumun yanında zalimin karşısında olan bir milletin şekil bulduğu sınırlardan.
Öyle bir millet, öyle bir ülke ki, söz konusu insan ise, söz konusu insan sağlığı ise düşmanı dahi olsa yardım elini uzatan bir millet...İnsan aşığı bir millet. Yaradanı yaradandan ötürü hoş gören bir millet. İşte bu millet gün oldu Afganistan'da oldu. Gün oldu Irak, gün oldu Suriye, gün oldu Filistin, gün oldu Libya ve gün geldi Azerbaycan topraklarında.... Hep aynı amaca hizmet etti. Mazluma uzanan o kirli elleri kırmak için. Adalet maskesi takmış maske arkasında ise insan kanıyla beslenen vampirleri ortaya çıkarmak ve Allah'ın adaletini dünyaya nizam vermek için dava kabul etmiş bir millet..
Sabır bazen en mantıklı düşünce düzlemidir. Bu düzlemde hareket eden akıl sahipleri mutlaka hareket noktasını aktif hale getirmek için uygun zamanı beklemekten sıkılmazlar. Bu ülke ki, çevresini saran aç kurtçukları takip altına almıştır. Gün gelirde bir gün kendi açtıkları kuyuya düşeceklerinin senaryosu yazılı bekliyor olmalı ki, bu kadar isabetli bir sabrın destanları yazılıyor. Öncesi 15 Temmuz, ardından bölgenin şımarık oğlanı Yunanistan ve dünyanın çıbanbaşı Ermenistan bu sabrın son halkalarını oluşturuyor.
Adalarda futbol maçı oynayacağını hayal eden Yunan idareciler, bu filmin sonunda başlarına gelecek ve kendi hatalarının bedelini ödeyecekleri günün kurgusu olduğunu akıl edemediler. İşte bazen senaryo yazıldığı gibi değil, oyunun kuralına göre akış değiştirebilir mantığını kavrayamadılar. Roman ve hikaye yazmak her ne kadar zeka işi olsa da bunu gönül hikayelerine çevirmeye kalkanlar o roman ve hikayede kahramanların yerlerini yanlış yere koymuş olabilirler.
Dünya 5'ten büyüktür...
Ve dünya, kötülerin kazandığı bir mekan olmakta ısrar edilemeyecek kadar iyilere sahip olduğu yakında alenen ortaya serilecektir. Hatta bu belirtiler aheste aheste oluşmaya başladı.
Yunanistan küllerin ufak bir rüzgarla savrulmasına, Ermenistan ise alttaki sönmeye yüz tutmuş ateşin tekrar alev almasına neden oldu.
Peki bundan sonrası ne olur diye düşünenler...
Bundan sonrası dünden daha güzel olcaktır.
Bundan sonrası kurulacak Türk Dünyası ve İslam Ülkeleri Birliği adalet terazisini kafalarına ve çıkarlarına göre ayarlayanların değil, adil bir adalet mekanizamasının işlerliğini harekete geçirenlerin kontrolü altında olacaktır.
Güncelleme Tarihi: 28 Eylül 2020, 09:55