banner45

İSTANBUL’daki AMASYALI’lar NEREYE Koşuyor ?

Önce koşmak ne manaya geliyor ona bir açıklama getirelim ki yanlış anlamaya mahal vermeyelim.

İSTANBUL’daki AMASYALI’lar NEREYE Koşuyor ?

İSTANBUL’daki AMASYALI’lar NEREYE Koşuyor ?

Önce koşmak ne manaya geliyor ona bir açıklama getirelim ki yanlış anlamaya mahal vermeyelim.

Koşmak, sağlıklı bir vücuda kavuşmak ve vücudumuzu şekillendirmek için yapabileceğiniz en keyifli ve etkili sporlardan biri.

Şimdi gelelim konumuz olan İstanbul’da yaşayan Amasyalılar ve Amasyalıları bir araya getirmeyi amaçlayan sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarına…

Koşmanın ne manaya geldiğini belirttik, şimdi de konumuzun içinde geçecek olan eleştiri sözcüğünün de ne manaya geldiğine şöyle bir bakalım,

Eleştiri (tenkit); bir şeye kıymet biçme, o şeyi kıymetlendirme demektir.

O halde koşmanın ve eleştirinin gerçek manada ne anlama geldiği anlaşılmıştır.

Bu durumda bana göre bir sivil toplum kuruluşunun kuruluş amacı temsil yetkisini aldığı grup yada topluluğa daha kaliteli bir yaşam kulvarı oluşturmak. Bu manada yazımıza başlarsak daha doğru olur kanısındayım.

İstanbul’da yaklaşık olarak 32 yıldır hayat mücadelesi içerisindeyim. Benim için sivil toplum kuruluşlarının ayrı bir önemi var, bunun nedeni İstanbul’a ilk geldiğim yıllardan itibaren her daim sivil toplum kuruluşları ile temas halinde bulundum. İstanbul’da merhaba diyerek ilk girdiğim kapı İstanbul Ülkü Ocakları oldu. Düşünsenize o yıllarda cep telefonları yok, ankesörlü telefonlar var. Birde mektupla haberleşme. Bu nedenle orada kurulan dostluk ve sohbetler sizleri gurbet elde çok iyi motive ediyordu. Ben bunu yaşadığımdan ötürü var olan sevdam daha bir derinleşti. Sonrası Türkiye Sakatlar Derneği Genel Merkez ve İstanbul Şubesi ile tanışmam gerçekleşti. İstanbul Şube yöneticisi oldum hem de en sevdiğim alanda, basın ve haftalık gazete bölümünde. Sonraları Amasya İl Derneği ve diğer dernekler uğrak yerim oldu. Zaman içerisinde Amasya Rumeli Balkan Türkleri Derneği’ni kurduk. Ardından İstanbul Yeditepe Engelliler Spor Kulübü Başkan yardımcılığı görevi beni daha bir kamçıladı. Böylece dernekçilikte epey bir yol almış olduk. Hem de tepeden gelerek değil özümseyerek ve damardan işleye işleye.

O halde, sivil toplum kuruluşlarının, ne amaçla kurulduğu ve neye hizmet etmesi gerektiği konusunda kaynak bilgiye ihtiyaç duymadan yazabilme yetkisini de kendimde görüyorum.

Şöyle bir derneklerin kuruluş amacı neydi onu da bir hatırlayalım;

Derneklerin kuruluş ve kuruluşta tüzüklerinde yazan çalışma sistemleri bulunur. Bu çalışma sistemleri kuruluş amacı yönünde olur ki, dernek ne amacı varsa onu açıkça belirtir ve tüzüğe uymak zorunluluğu bu amacın doğru şekilde hedefe varmasını sağlar.

Bir İl Derneği o ilin belli başlı derneklerini bir arada tutmak, faaliyetlerini denetleyip dernekler tüzüğüne göre hareket edip etmediklerini denetler, derneklere bir şekilde yol gösterir. İl derneklerini denetleyen federasyonlar vardır. Bu silsile diğer sivil toplum kuruluşlarında da aynı sistemle işlemektedir. İnsan sağlığı yönünde kurulan dernekler, engellilerin hak ve hukuklarını koruyup onların hayat kalitelerini arttırmaya çalışan engelli dernekleri, engellilerin spor yapmalarında onlara destek olan spor kulüpleri gibi birçok sivil toplum kuruluşu bu hizmetlerin belli adresleridir. Vakıflar ise biraz daha farklılık gösterir.

Amasya diyoruz hep bir ağızdan, bazen tek te seslenerek..

Hem de bazen öyle sloganlar buluyoruz ki, candan öte giden bir sevda yüklü kervana dönüşüyoruz. Sözler ve vaatler atılırken mangalda kül bırakmazken, iş icraata gelince; mangal, küllerden görünmez hal alıyor.

Güncelleme Tarihi: 28 Şubat 2020, 11:37
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER