Ciddi işler zaman alır derler ya, bazen bir basitliği ciddiyete bulaştırırsın sonra işin ciddiyetini anlatabilmek için binler takla atarsın, lakin fayda vermez.
İki yıla yaklaşan ve dünyayı kasıp kavuran Covid19 salgını sağlığımızın kıymetini bizlere öğretirken, bu öğretiye kirli tuzak kuranlara kanmayalım. Tüm dünya aynı sorundan müzdarip iken, aynı kaos ve sıkıntıları yaşarken, bu durum sadece bizdeymiş gibi davranmak aklın değil, şeytanın işine gelir. Tıpkı gezi olaylarında başlayan haklılık göstergesinin amacından saptırılarak, birileri tarafından yanlış yönlere çekilmesi misali....
Velhasılı kelam böylesi anları, pusuda bekleyen huzur düşmanları fırsat ellerine geçtiğinde, hiç vakit kaybetmeden önceden hazırladıkları tüm dökümanları ortaya sererler. O kadar ani gelişir ki bu durum, görenler hareketliliğin ve çabukluğun hayreti içine girerler. Allah'tan ki gezi olaylarındaki yabancı parmağı çoğu insanımızın dimağına yerleşti ve olaylar halkın yoğun çabasıyla bastırıldı. Tabi burada emniyet güçlerimize ve siyasi erkana da teşekkürü borç biliriz.
Gündemimize gelelim, dün Avrupa ülkeleri ve vakanın kaynağı Çin'de salgından fazla ''devlet terörleri'' estirildiği herkesçe bilinmekte. Hastalara yapılan muameleler hala gözlerimizin önünde, buna karşın ülkemiz topyekün hastalarına, yaşlı ve durumları yardıma muhtaçlara her daim destek olarak tüm dünyaya insanlık dersi verdi.
Pandemi döneminde dünya ülkelerinin bile takdirini kazanan ülkemiz; ''pandeminin neresinden tutarsak bu ülkeyi çökertiriz''in peşine düşenler, içimizdeki fitne ve fesat yayanlar tabiki paylarına düşeni alacaklar. Hem devletin yetkili mercilerinden hem de bu kadar zamandır sabır ve sükunetle bekleyen milletimizden...
Efendiler...
Pandemi sona ererken, en az şekilde bu kaos ortamından çıkarken, gücünüze giden nedir ki bu kadar hareketlendiniz...
Benim köylüm, benim işçim, benim memurum ve sağlık çalışanım devletinin ve milletinin yanındayken, sanat adına başlatılan bu ''kaos kokan feryat'' neden...
Dün milyarları ceplerine indiren, halk konserleri yerine halkın ceplerini boşaltan, sanat için değil, sanat adına soyguna kalkışanlar...
Durun hele ya...
Siz kime kafa tutuyor ve kimlere bozgunculuk dağıtmaya çalışıyorsunuz.
Lütfen herkes işini yapsın...
Sanat, sanat için mi, millet için mi icra ediliyor.
Üstadları hiç mi örnek almadınız...
Neşet Ertaş'lar, Aşık Veysel'ler....
Bunlara ek olarak Necip Fazıl'lar, Nazım Hikmet'ler...
Söylesenize hangileri maddi kaygıyla halka nifak sokmuş, siyasi erkanı milletle çatışma ortamına yönlendirmiştir.
Siz hiç Barış Manço'dan böyle bir hareket gördünüz mü...
Siz hiç Zeki Müren'den halkı galeyana getiren sözcük işittiniz mi...
Yada Müslüm Gürses'ten var mı böyle bir sitem..
Sanat adamı şiir yüreklidir...
Sanat adamı maddiyattan çok maneviyata ve yüreğe hitap edendir.
Sanat adamı girdiği her ortama güzellikler katandır.
Türküler,şarkılar bizi biz yapan değerlerimizdir. Bu değerleri hedefinden saptırmaya çalışanlar sanatçı değil provokatördür...
Bizler sanat eseri dinlerken sanatçının kendini sanatına vermesini isteriz.
Tabi yanlış olanları da uygun bir dille yine sanatsal olarak gündeme getirmek yine sanatkarın işidir.
Ozanlarımız bu durumu nede güzel atışmalarla dile getirmiyor mu...
Bugün zaman bizlere bir olmayı,birlik olmayı, birimiz hepimiz,hepimiz birimiz için hareket etmeyi emrediyor.
Lakin topyekün bir genel durumun belli çevrelere yamanmaya çalıştırılması ne sanatla ne vicdanla ne de akıl ile izah edilemeyecek durumlar ortaya çıkarır.
Sonrası ayıkla pirincin taşını...