banner45

Cep Telefonuyla Tuvalete Gitmeyin !

Acıbadem Adana Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Fatih Kaya, cep telefonu bağımlılığının birçok hastalığın görülme sıklığını artırdığını belirterek, "Hemoroit de bunlardan biri. Tuvalette geçirilen sürenin cep telefonu nedeniyle uzaması hemoroit şikayetlerini artırıyor" dedi.

Cep Telefonuyla Tuvalete Gitmeyin !

Dr. Fatih Kaya, yaptığı açıklamada, uzun süre tuvalette oturmanın, yaşam kalitesini çok düşüren bu hastalığa yol açan önemli nedenlerden birisi olduğunu ifade ederek, bu nedenle cep telefonu ile tuvalete girmemek gerektiğini belirtti. Hastalığın nedenleri ve belirtileri hakkında ayrıntılı bilgi veren Dr. Kaya, tedavi şeklinin de şikayetlerin şiddeti ve derecesi ile bağlantılı olarak merhemlerden cerrahi yöntemlere kadar bir dizi seçenek arasından belirlendiğini kaydetti.



Vücutta anal kanal olarak tanımlanan damarsal yapıların farklı nedenlerle genişlemesi, yapışık oldukları bölgeden sarkarak şikayetlere neden olmasının hemoroidal hastalıklara yol açtığını belirten Dr. Kaya, hastalığın kesin nedeninin bilinmemesine karşın kimi davranışların hemoroit oluşumuna ve büyümesine yol açtığını söyledi. Dr. Kaya, “Ailevi yatkınlık, kabızlık ve ishal, cep telefonu ya da kitap ile tuvalete girilmesinden dolayı tuvalette uzun süre kalmak ve ıkınmak, hamilelik, doğum, alkol ve mayalı içecekler, uzun süre ayakta durmak ya da oturmak, sınırlı sıvı tüketimi, posadan zayıf beslenme alışkanlığı, aşırı baharat tüketimi, bisiklet, halter, binicilik gibi spor etkinlikleri, hastalığın oluşumunda rol oynuyor. Ayrıca uzun süre ayakta kalınan öğretmenlik ya da oturmayı gerektiren şoförlük gibi mesleklerin mensupları da risk altında.” dedi.

Hastalık iki türe ayrılıyor

Hemoroidal hastalık yerleşim yerine göre iç ve dış olarak iki gruba ayrıldığını belirten Dr. Kaya, "Şiddetine göre de dört derecede seyreden hastalığın belirtileri anüs bölgesinde ele gelen şişkinlik, iç kısımda dolgunluk hissi, kanama, ıslaklık hissi ve kaşıntı, tuvalet ihtiyacının tam giderilememesi, makat bölgesinde ağrı ve yanmadır. Tanı, hasta hikayesi, fiziki muayene ve gerektiğinde ek tetkiklerle konuluyor. Hastalığın oluştuğu yer nedeniyle bazı hastalar muayene olmaktan çekinebiliyor. Bu hastalarımız eş dost tavsiyesi ya da eczanelerden ilaç temini ile tedavilerini yapmaya çalışıyor. Ancak bu durum benzer belirtileri veren kalın bağırsak kanseri gibi bazı hastalıkların tanısını geciktiriyor. Dolayısı ile hemoroidal hastalık belirtileri olan hastalarımızın mutlaka bir genel cerrahi uzmanı tarafından muayene olarak tedavilerinin devamını öneriyoruz.” ifadelerini kullandı.



Tedavi şekli, hastalığın şiddetine göre belirleniyor

Hemoridal hastalığın tedavisinde hastalığın evresinin önem taşıdığına dikkat çeken Dr. Fatih Kaya, ayrıca şiddetli kanama ve enfeksiyon oluşması gibi acil durumlarda da birden çok tedavi yöntemi uygulandığını söyledi. Dr. Kaya, “Hastalığın erken evrelerinde sağlıklı yaşam önerileri ve ilaç tedavileri önceliklidir. Özellikle gönde yaklaşık 2 litre kadar su tüketimi, lifli posalı gıdalar tüketilmesi, kuru meyveler kabuklu kuruyemişlerin öğünlerde bulunması, dışkılamanın ertelenmemesi, uzun süreler klozette oturularak dışkılamanın beklenmemesi gibi önerilerin uygulanması erken dönem hemoroidal hastalığın tedavisinde rol oynar. Bu önerilere hemoroidal hastalıktan korunmak için de uyulması öneriliyor. Yine erken dönemlerde bazı kremler ve oral ilaç tedavileri uygulanıyor. Bu tedaviler genel olarak belirtilerde iyileşme yapıyor, tam bir iyileşme sağlanamıyor.” dedi.

Ameliyat sonrası ağrılı geçiyor

Hemoroidal hastalıkta kalıcı çözüm için pek çok müdahale bulunduğunu vurgulayan Dr. Fatih Kaya, bu müdahalelerin ortak amacının sarkan hemoroit dokusunun bağırsak duvarına sabitlenmesi, pakelerin (varisleşmiş yan dalların şişlik halinde görüldüğü yerler) alınarak ya da damaklarının kapatılarak yok edilmesi olduğunu söyledi.

Hastalığın tedavisindeki en klasik yöntemin cerrahi olduğunu ve ileri evrelerde uygulandığını ifade eden Dr. Kaya, "Pakelerin kesilmesi işleminde, bistüri, makas, elektrokoter, lazer, ses dalgaları ile çalışan kesiciler gibi pek çok farklı alet kullanılabilir. Operasyon sonrası hastadan hastaya değişen farklı düzeylerde ağrılı bir iyileşme dönemi mevcuttur. Bir hastanın tedavisinde birden fazla yöntem de kullanılabiliyor. Cerrahi olarak pakelerin çıkarılması dışında daha ağrısız ve hastane yatısı gerektirmeyen lastik band ligasyon (boğma yöntemi), infrared koagulasyon, hemoroidal arterleri bağlama yöntemi ve lazer tedavisi gibi cerrahi dışı müdahaleler de yapılabiliyor. Hemoroidal hastalık tedavisinde mümkün olduğunca cerrahi dışı yöntemler kullanılarak iyileşme döneminin rahat ve kısa sürmesi sağlanabiliyor" diye konuştu.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER