banner45

KIZILELMA

Kızıl Elma, Türk mitolojisinde Türkler ve de özellikle Oğuz Türkleri için üzerinde düşünüldükçe uzaklaşan ancak uzaklaştığı oranda cazibesi artan ülküler veya düşleri simgeleyen bir ifadedir.

Türk milliyetçiliğinin ve Türk yayılmacılığının önemli sembollerinden birisi olan Kızıl Elma imgesi, Türk devletleri için bir hedefi ve amacı simgeler. Ulaşılması gereken bir yeri, fethedilmesi gereken bir beldeyi ifade ettiği gibi kimi zaman bir devlet kurma idealini, kimi zaman cihan hakimiyeti idealini, kimi zaman da Türk birliği idealini ifade etmiştir.

Kızıl Elma imgesinin tam olarak ne zaman, nerede ve nasıl ortaya çıktığı bilinmemekle birlikte yaygın anlayış, Osmanlı ile birlikte tarihe ve edebiyata mal olduğu, Osmanlılar döneminde özellikle Batı memleketlerine doğru yürütülen cihadın bir sembolü olduğu yönündedir. Kızıl Elma ülküsü özellikle yeniçeriler arasında yaygınlaştırılmış ve onların savaşma azmini yüksek tutmak için kullanılmış; Ziya Gökalp, bu imgeyi Turan Ülküsü ile birleştirerek ona yeni bir anlam kazandırmıştır.

Türk devlet geleneğinin bir özelliği olarak mevcut Türk devletinin dünyadaki diğer devlet ve milletleri hakimiyeti altına alarak yönetmesi fikridir. Sözlü edebiyattan sonra ilk defa Oğuzname ile yazılı kaynaklara geçmiştir. Oğuz Destanı ve Göktürk Kitabeleri'nde de değinilen Kut geleneği gereği Türk Kağanının sadece Türklerin değil tüm dünyanın Kağanı olduğuna inanılır ve fetihler bu esasa uygun olarak yapılırdı. Tanrı'nın cihan hakimiyetini Türklere emanet ettiğine inanırlardı. Hun, Göktürk ve Selçuk devlet geleneğinde çok etkin bir motif olarak görülür. Oğuzhan'a göre gök devletin çadırı güneş ise bayrağıdır. Bu fikir, Türklerin yalnızca devlet idare etme düşüncelerini değil, Türk dininin çok eski prensiplerini de içinde bulunduruyordu.

Cumhuriyet tarihi boyunca, Türkçü çevreler Kızıl Elma imgesini canlandırmak için çalışmalar yaptı.Geçmişte Sarı Saltuk'un kahramanlıklarını içeren Saltukname'den Evliya Çelebi'ye kadar, pek çok eserde konu edilmiş olan “Kızıl elma” motifi Türk Edebiyatında Aka Gündüz, Ömer Seyfettin, Nihal Atsız, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Dilaver Cebeci, Ragıp Şevki Yeşim, Mim Kemal Öke, Halil Delice gibi şair ve yazarların elinde yeni anlamlar kazanmaya devam etmiştir..

Selametle. 

YORUM EKLE