banner45

Türk Hekimliği'nin Şeref Levhası Dünya Sahnesi'nde

Tarihe ışık olan Amasya sağlık ve salgınlar konusunda da geçmişten günümüze halkı aydınlatan bir çizgide ilerliyor. İşte günümüz salgını Kovid 19 ila alakalı 1400'lü yılların Amasyalı Hekimi Şerafettin Sabuncuoğlu'nun korunma talimatnamesi...

Türk Hekimliği'nin Şeref Levhası Dünya Sahnesi'nde





Yukarıdaki fotoğraf, Avrupa Enfeksiyon Hastalıkları Derneği (ESCMID)nin bilimsel yayın organı CMI’nın Mart 2020 Dergi kapağıdır. Kapakta minyatürde gösterilen Sabuncuzade Şerefeddin Efendi 1400’lerde Amasya’da yaşamış aslen Amasyalı bir tabip.. Fatih Sultan Mehmet Han'ın özel hekimidir. Farsça’nın hakim olduğu dönemde kitabını Türkçe yazmıştır. Müthiş bir adamdır, dünyadaki tüm tıp fakültelerinde tıp tarihi derslerinde ama iki satır ama iki sayfa ders olarak okutulur.

Sabuncuoğlu aynı zamanda minyatür sanatçısı olduğu için kitabında yazdığı her bir konuyu izahının yanı sıra çizimlerle destekler, izah eder. Örneğin, kulağa kaçan sert bir cisim kulağa zarar vermeden nasıl çıkarılır hem açıklar hem de minyatürlerle gösterir. Yazdığı kitaplarından birisi Cerrahiyetül Haniye, 84 yaşında iken yazmıştır. Müthiş bir adamdır, dünyadaki tüm tıp fakültelerinde tıp tarihi derslerinde ama iki satır ama iki sayfa ders olarak okutulur.

Bugün tüm dünyada korona virüsü sebebiyle tavsiye edilen bütün tedbirlerin 1468’de yayınladığı Mücerrebname (deneysel tıp kitabı) eserindekilerle aynı olduğu görülmektedir. İşte salgın hastalık günlerinde yapılması gerekenler:

•Ellerini onay yu (ellerini güzelce yıka)

•Galebeliğe girme (kalabalığa girme)

•Selamını uzakça vir (uzaktan selamlaş)

•Eyi yi vü eyi iç (iyi ye ve iyi iç)

•Hasta isen yativir (hastaysan yat)

•Taşra çıkma (dışarı çıkma)

•Taşrada yüzün ört (dışarıda yüzünü ört)

Biiznillah nesne dokunmaz (Allah’ın izniyle bir şey dokunmaz)

Sabuncuoğlu bunları yaparken, dünyanın henüz Amerikan kıtasından haberinin olmadığını, Amerika'nın henüz keşfedilmediğini hatırlatmak isterim...

Bize gönderdiği kıymetli bilgilerle bu kısa yazımıza vesile olan emniyet eski genel müdürü merkez valisi Sayın Celalettin Lekesiz beyefendiye teşekkür ediyorum. Kendileri Amasya valiliği döneminde Sabuncuzade Şerefeddin Efendi adına uluslararası bir tıp kongresi düzenlemişti.

Aziz okuyucu,

Türk hekimliğinin bir başka büyük şahsiyeti yine Fatih Sultan Mehmet Han’ın hocalarından Akşemseddin’dir. Değerli ağabeyimiz Prof. Dr. Ferhan Özmen beyden aldığım bilgiye göre Akşemseddin halen günümüz Türkçe’sine tercüme edilmeyi bekleyen Maddetül Hayat isimli eserinde hastalıkların insanlara gözle görülmeyecek kadar küçük canlılar vasıtasıyla bulaştığına işaret ederek mikrobu tarif etmektedir. (Söz konusu eser halen değerli tarih hocamız Prof. Dr. Kazım Yaşar Kopraman hocamızda tercüme edilmeyi beklemektedir.)

Milletimizin ve insanlığın büyük bir imtihandan geçtiği günümüzde, Türk hekimliğinin bu iki müstesna şahsiyetinden bahsetmemiz sadece geçmişle övünmek değildir. Tabii ki milletimizin ilimde, kültürde, sanatta hayatın her alanındaki büyük başarılarıyla iftihar edeceğiz ama geçmişin başarılarının gözlerimizi kamaştırmasına da fırsat vermeyeceğiz. Tarihi geçmişinde ve kültürel genlerinde insanlığa hizmet yolunda büyük eserler ortaya koymuş ve büyük şahsiyetler yetiştirmiş yüce Türk milletinin günümüzde de akıl, ilim, dirayet, feraset, adalet ve hikmetle yönetildiği takdirde geleceğinin de geçmişinden daha parlak olacağına dair inancımızı ifade etmek istiyoruz.

Şüphesiz günümüzde de milletimizin bağrından Sabuncuzade Şerefeddin Efendi ve Akşemseddin gibi nice büyük hekimler Türk milletine ve insanlığa hizmet yolunda seferber olmuş durumdadır. Bütün mesele bunların kıymetini bilmektir. Çünkü “kıymet bilmeyenler kıymet yetiştiremezler. Kıymet yetiştiremeyenlerin de kıymeti yoktur.”

Yeter ki devlet yönetimini keyfi ve akıl almaz kararlarla bir acemi oğlanlar kışlasına çevirmek isteyen sakil zihniyetlerden uzak kalalım. Aklın ve ilmin ışığından şaşmayalım. Milletin varlığının devamı için maddi kuvvetler kadar manevi kuvvetlerin de aynı derecede ehemmiyet arz ettiğini unutmayalım. Adaleti ve emaneti ehline teslim edecek, liyakati esas alacak, hukukun üstünlüğüne, hukuk devletinin kurallarına riayet edecek bir devlet yönetimini esas alalım. 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER