Türkiye'de en geç 2023 yılında yapılması gereken Cumhurbaşkanlığı seçimleri için özellikle muhalif kanatta adaylık tartışmaları son sürat devam ediyor.
Herkes bir aday açıklıyor veya aklından, fikrinden, gönlünden kim geçiyorsa onun adını söyleyiveriyor. Ben de eksik kalmayayım dedim ve Türk efkar-ı umumiyesine Cumhurbaşkanı adayımı açıklıyorum: Abuziddin Efendi!
Sakın kızmayın ve darılmayın benim gönlümden geçen bu! Bu memlekette demokrasi ve özgürlük yok mu? Eğer varsa herkes gibi benim de bir aday gösterme hakkım bulunuyor... Hem Abuziddin Efendi beğenilmeyecek bir adam mı? Tanıdıkça onu da seversiniz... O da sizin ve benim gibi bu memleketin yerli, milli ve bağlantısız bir insanı... Aday olup seçilmeyi başarırsa en az kendinden öncekiler kadar memleketi çekip çevireceğine dair bir kanaatim var.
Şimdi bana bu yaptığımdan sonra bıyık altından güldüğünüzü hissediyorum. Öyle ya, siz yapacaksınız biz seyredeceğiz! Kural böyle konmuş değil mi? Yani millet aptal illa ki önüne konacak olanı yiyecek! Kendi bir çare aramayacak ve yol bulmayacak... İşte benim bu yaptığım tek başıma da olsan bir çare aramaktan ibaret!
Türkiye tarihte hiç bir zaman dost, müttefik ve komşuları tarafından kendi başına bırakılmış bir ülke değildir. Sağolsunlar hep bizimle yakından ilgilenirler. Şimdi siz önümüzdeki dönem yapacağımız Cumhurbaşkanlığı seçiminde bunların bizi yalnız bırakacağını mı, zannediyorsunuz? Bu nedenle ABD, İngiltere, başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği, İsrail, Rusya ve hatta çok uzak olsa bile Çin bu işin bir tarafından bizi çok sevdikleri ve düşündükleri için tutacaktır..
Biz de Türkiye'de o olsun bu olsun diye birbirimizi yiyiyoruz. Sorsana kardeşim, "bizim Cumhurbaşkanı adayımız kim olsun?" diye bu dost ve müttefiklere! Her konuda iyi ilişkiler içindeyiz de bu konuda niye yardım ve destek almayalım? Hem içlerinden biri dünyanın süper gücü...
Gazeteci Arslan Bulut 2000'li yılların başında beri AKP'nin programı ABD'de yazıldı diye söyleyip durdu. BOP Eş Başkanı kimdi, hatırlamıyormusunuz? Beka konuları ile ilgili pek muhterem (!) bir genel başkan İngiltere'nin adamı olmakla nitelenen Abdullah Gül'ün seçilmesi için TBMM Genel Kuruluna katılarak demokrasiye nasıl katkı yaptıklarını anlatıp durmadı mı? Ya "Ekmek İçin Ekmeleddin" vakasına ne demeli? Ekmeleddin İhsanoğlu bugün farklı ittifaklarda yer alan CHP ile MHP'nin ortak adayı değilmiydi? Ekmeleddin bey bana bile "beni aday gösterdikten sonra yalnız bıraktılar" diye dert yandı! Niye acaba? Yoksa aday gösterenler seçilmesini mi, istemiyorlardı? Adaylık için adı geçenlerden biri de, geniş katılımlı kapalı bir toplantıda "ABD beni istemiyor" deyiverdi. Demek böyle işleri ABD'ye sormak gerekiyor sonucuna mı, varmalıyız?
Osmanlı'nın son 100 yılına dikkatli bakarsak sadrazam (başbakan) ve nazır (bakan) atamalarında padişahın, dost ve müttefik İngiltere, Fransa ve Rusya'nın istek ve taleplerini pek geri çevirmediği bilinen bir gerçektir. Hatta mühür geri istenildiğinde yani görevden alınan sadrazamların bu ülkelerin Pay-i taht'ta bulunan elçiliklerine saklandıkları pek bilinen bir gerçektir! Memleket işgal edilince de, Amerikan Mandası veya İngiltere'nin himayesini isteyen çok tanınmış insanlar pek sırıtır olmuşlardı. Gerekçeleri de "biz kendi kendimizi yönetemeyiz mutlaka bir himaye altına girmeliyiz" idi.
ABD, İngiltere, İsrail, Rusya ve benzerlerinin bu kadar ilgili olduğu ve kimin aday olacağı konusunda yardımsever (!) bir gayret içinde oldukları bir konuda benim aday göstermem lütfen ti'ye alınmasın. Sadece vatandaşlık hakkımı kullanıyorum. Bundan önceki seçimde de yerli ve milli zannettiğim biri aday olsun diye gidip imza bile vermişliğim var benim!
Bir de diyorlar ki; bu dost ve müttefik ülkeler var iken onlara sormadan ve desteklerini almadan bizim bir aday göstermemiz ayıp olur. Haksız da, değiller hani! Hem zaten siyasetçilerimizin, bürokratlarımızın ve halkımızın bunu tek başlarına yapacak bilgi, tecrübe ve beceriye sahip olduğu tartışmalıdır. Bir de araya duygusal konular ile beka meselemiz girer ki, bunu destek almadan tek başına çözmemiz mümkün olmaz...
Hem yerli, milli ve bağlantısız bir insanı seçmek konusunda yardım almaya ihtiyacımız olabilir. Biz nereden bileceğiz kimin yerli ve milli olduğunu? Özellikle ABD ve İngiltere bize bu konuda yardımcı olursa, fena olmaz hani! Belki de doğruların bize gösterilmesine ihtiyacımız var...
Öyle kuru bir inada gerek yok! Neymiş efendim; ülkücülerin adayı bu imiş, şu olursa kazanılırmış, aslan sosyal demokratlar bir aday göstermeli imiş, mutlaka bir Atatürkçü aday bulmalıymışız, adayın alnı secdeden kalkmamalıymış vs. falan filan... Yahu kardeşim siz kimsiniz? Size mi, soracaklar kimin aday olacağını? Ya çok safsınız ya da bizi aptal yerine koyuyorsunuz!
Ben sordum soruşturdum kimi aday gösterelim diye hatta dost ve müttefik ülkeler ne der diye bir de onlarI araştırdım ortaya çıkan sonuç: Abuziddin Efendi! Geleceğimiz ve yarınlarımız bu arkadaşın aday olup seçilmesine bağlı... Ben ne bileyim herkes öyle söylüyor!!!
Özcan PEHLİVANOĞLU
05 Eylül 2021 / İzmir
Not: Görsel olarak şimdilik Ata Demirer'in "Osmanlı Cumhuriyeti" filminden bir kare kullanılmıştır. Neme lazım, bakarsınız Abuziddin Efendinin başına daha aday olmadan bir şey geliverir! Ne de olsa benim adayım;))