"Diriliş şairi Üstad Sezai Karakoç rahmet-i Rahman’a kavuştu" . Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden (Mülkiye) sınıf arkadaşı olan Cemal Süreya, '99 Yüz' adlı deneme kitabında Sezai Karakoç'u şöyle tanımlamıştı: "Öyle bir Müslüman ki Marx da bilir, Nietzsche de bilir, Rimbaud da bilir. Salvador Dali de sever. Nâzım da okur." Öte yandan Karakoç, yarın toprağa verilecek.
Geride örnek bir hayat, sağlam bir fikir örgüsü ve büyük bir edebî miras bıraktı. Mevla mekanını cennet, makamını âli, ruhunu şâd eylesin.'
Karakoç, yarın toprağa verilecek. Usta edebiyatçının cenazesi, ikindi namazını müteakip Şehzadebaşı Camisinde kılınacak cenaze namazının ardından caminin haziresine defnedilecek.
Karakoç'un meşhur şiiri Mona Roza'nın Hikayesi
Aşkını bir türlü söyleyemediği Muazzez Akkaya için Mona Roza (tekgül) şiirini yazan edebiyatımızın usta ismi 88 yaşında hayata veda etti. Sezai Karakoç, sevdiğini görebilmek için evlerinin karşısında bahçıvanlık bile yapmıştı. Üstadın sevgisini söyleyemediği Muazzez Akkaya halen Geyve’de yaşamaktadır. Eşi öldükten sonra yurtdışından gelip Sakarya-Geyve’ye yerleşmiştir.
Usta Şairimizin Mekanı cennet olsun…
Şiirin kıtalarının ilk harfleri Muazzez Akkayam…
Mona Roza
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller
Ulur aya karsı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar
Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek..
Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir nisan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatıyor her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi
Zambaklar en issiz yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde
Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmakların
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat on ikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Aksamları gelir incir kuşları
Konar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sari
Ahhh! beni vursalar bir kus yerine
Akşamları gelir incir kuşları
Ki ben Mona Roza bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu bos yelkeni
O masum bakışlar su kenarında
Ki ben Mona Roza bulurum seni
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kursun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Artık inan bana muhacir kızı
Dinle ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sizi
Alev alev sardı her tarafımı
Artık inan bana muhacir kızı
Yağmurlardan sonra büyürmüş basak
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
Birgün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yasarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kanlı kus tüyüne
Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki kapalı gece güne
Altın bilezikler o kokulu ten
Mona Roza siyah güller, ak güller
Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kirik kus merhamet ister
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
Mona Roza siyah güller, ak güller