banner45

Köyden İndim Şehire!...

Yok aslında bu klişenin tersine bu sefer şehirden indim köye!.

Sakalımız yok,dinlemezler de evvelen dediğimizi yine diyelim!

Ee ne de olsa birçok ünlünün yaptığı gibi Serdar Ortaç da son turnede parayı topladıktan sonra köye yerleşecekmiş.Bendevi Palandöken abimiz de geçenlerde şehirden köye göç teşvik edilmelidir deyu gecikmeli de olsa bunu demiş netekim..!?

..

Köyü olmayan çocukların şanssız olduğu kanaatimi yineleyim. 80'lerin çocukları bir gününü anlatsa sinemaya nice senaryolar çıkar. Çocuk için köymerkezibahçeleri,tarlalarıyla komple bir yaşam alanıdır. Her ne kadar Köy kültürü altkültür olarak algılansa da şimdilerde balkonlarda büyüyen çocuklara göre kaliteli bir çocukluk ve hatıralar bırakır bellekte.

Düşünsenize şehirde balkonda çocuk bahçesine bile ebeveyn kontrolü ile çıkabilen ,

hayvanların yavrularının adlarını bilmeyen veya belegesellerden öğrenen çocuklardan sağlıklı bireyler çıkarmak mümkün olabilecek mi?!

...

..1960 sonrası Avrupa ve 80 sonrası İstanbul'a Anadolu'dan gelen göçler nedeniyle bilinçli veya değil köyler boşaltıldı.

Ve hala köyler nüfus olarak azalıyor.Köy kültürü yitiyor ve dolayısıyla tarımsal üretim enerjisi düşüyor.

..

Peki köyde yaşamak çok mu itici?

Özellikle 80 sonrası İstanbula gelmiş şimdiler de emekli olmuş,çocukları evermiş ve ununu elemiş ve eleğini asmış çocukluğu köyde geçmiş milyonu aşkın kişi için köy şehire göre daha konforlu bir hayat sunamaz mi?

Bir defa köyler eskisi gibi şehre uzak değil artık.Elektriği geçtik internetsiz kalacağınız köy bile sınrlı.Sırf emekliliğini kaliteli geçireyim paramı yiyeyim temiz hava alayım diyen için bile nice fırsatlar ve güzellikler barındırıyor.Emekli olmuş ve gücü kuvveti yerinde olan biraz tarla tapan işleri de yapabilen için o bölgedeki irat gelir kaynağı fırsatını da sunuyor.Yani biraz daha bilinçle yapılacak tarımsal faaliyet veya ticaretle ek gelir getirmek mümkün.Ki tarımsal gelir büyukşehirlerde yapmaya devam edenler için de zaten eskisinden de hayati önemde.Yani demek istediğim şu ki İstanbul'da boğaz görmeden yaşamaktansa köy veya küçük bir yerleşim yerine çekilip kira vermeden ,bahçedeki irattan yiyerek,pınarından su içerek yaylasında gezerek akraba veya birbirini tanıyan kişiler arasında bir yaşlılık sürmek ve hayatı noktalamak daha hoş bir son imkanı veriyor degil mi?Sonuçta 50 yaşını deviren ve yaşlı sıfatına-kendine yakıstırmasa da-haiz kişilere dünyada geriye "Allah herkese uzun ve hayırlı bir ömür versin-en fazla 20 -30 yılık daha kalabilecekleri gerçeğini yüzlerine çarpmak mı gerekiyor.Ki büyükşehirlerin trafik vs. bir çok sıkıntısı içinden sıyrılıp akşamı da cırcır böcekleri ile yatıp sabahleyin horoz sesiyle uyanarak ömürlerini uzatacaklarını ve bereketlendireceklerini görmezler mi? Ki küçük yerlerde sabah erken kalkıp aynı gündostları kahvaltıda ağırlayıp,öğle namazında yan köydeki cenazeye katılıp,ikindiye ilçeye inip alışveriş yapıp,diğer köyde hasta ziyareti yapıp akşama köy camianın yetişip gecesini semaver yakıp huzurlu bir çay sohbetini yapabilirsiniz. Hepsi birgünde.

İste ömür uzatmanın formülü..!!!

...

Tabii ki bu noktada devlete,kişilere ve yerel idarelere iş düşüyor. Öncelikle devlet bir kampanya başlatmalı 1980 lerde ki köyden şehre akın projesinden tornistan yapmalıdır. Ve özellikle bu vasıta olup köy,kasaba veya daha küçük İlçe merkezlerine dönüş bir kampaya halinde sunulmalıdır ve gündem yapılmalı.

Devlet köye dönüş kapsamında müracaatları 5 yıl ikameti geri almamak kaydı ve fiili ikamet şartı ile alıp köy merkezlerine yakın yerlere 500 metre kare bahçeli evler arsalar tahsis etmeli ve yapımı konusunda teşvikler vermelidir. Ve devlet Anadoluya gidilmesi halinde kişi başına muhtarlık veya belediyelere ödeme yapmalı,ilçe merkezleri tekstl vs.ile canlandırılması,genç nüfusun da büyükşehire görmeden yaşayabileği evini geçindirebileceği iş alanları yaratılmalıdır.Köyde üretilenden üreticinin kazanacağız bir düzen kurulmalıdır.Bu kapsamda soğuk hava depoları ve büyükşehire malın ekonomik transferi konusu acilen halledilmelidir.Belki de hızlı trenler yapmaktansa ülkenin kuzeyinden güneyine ve batıdan doğuya yük trenleri yatırımı yapılmadır.Aracı değil üreten kazanmalı,büyükşehirdeki de tarımsal üretilen malı daha uygun fiyatlarla ulaşabilmelidir.

..

Büyükşehir belediyeleri şehirden taşınacaklara göçünü bedavaya taşıyacağını açıklamalı ve yerel küçük yerel idareler de hemeşehrilerini dönüş konusunda teşvik etmelidir. Vs.

..

Geçen hafta Beşiktaş Fındıklıdan Fatihe teamvay seyahatim esnasında Kandilli Rasathamesinden bir arkadaşla ayak üstü sohbetimiz beni ciddi endişelendirdi. Dediğine göre Kumburgazdan 800 metre aşağıya Japon yetkililerle aşağıya iniliyor ve iş makinnaları ile Kumburgaz Silivri fay hattı kırılıyor ve binlerce derece ısı açığa çıkıyor. Bu çalışmayla İstanbul depreminin şiddeti bir nebze engellenmeye çalışılıyor.

Marmara açıklarında yüzlerce gemi hazır tutuluyor ve bir plan dahilinde nerelerden tahliyeleri gerçekleşeceğini planları yapılıyor.

İstanbul için depreme hazırlık kapsamında evler hızla kentsel dönüşümle yenilemeye,yeni konutlar inşa ederek güvenli alanlar oluşturur iken diğer yandan tersine göç ile seyreklestirme âcilen yapılmalıdır.

Yâni deprem hususunda iş ciddi beyler!..

..

Bu fantastik bir teklif olarak kalmamalı ve devlet politikası haline gelmelidir.

..

Bir kızıldereli atasözü "Beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde anlayacak..!."..der.

..

Pekala.İyi de kardeş!

Sen böyle diyorsun da, neden bunu yapmıyorsun!?

Eee şey!.

Daha benim çâlar küçük,okusunlar evereyim de öyle..!;;))

Bırak be yaaa!..Bu bahaneleri sayanların çoğunu otobüsün altında gönderdik köylere..!!

Yâni anlacağınız.

Bahane hep bahane .!!

..

Bahaneyi kaldırıp,kalıplarını kırıp,farklı bir yol mümkün deyip özgürlüğe yelken açanlara selam ve mutluluklar olsun..!!

Belevi,Taşova,Amasya.

Agustos'2023

www.alimetin.av.tr

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ali ÜN
Ali ÜN - 1 yıl Önce

Duygulara tercuman harika bir yazı olmuş.Çocukluğunda köyden çıkmış şehirde büyümüş bir birey olarak şahsen köy hayatına iştahım kabardı..

Ahmet Taşova
Ahmet Taşova - 1 yıl Önce

Kesinlikle katılıyorum