Lafa geldimi mangalda kül bırakmayız...Ulkemizi rakamla açıklarken iktidarı ve muhalefeti ile %99 Müslüman olduğumuz gururla ve altına kalın çizgiler çizerek söylenir.
Peki ya gerçekte öyle(mi)yiz...
Gerçekten kılı kırk yaran bir düşünce ekseninde mi yol alıyoruz.
Hani, "Zorlaştırmayınız, kolaylaştırınız " mantığı ile hareket etmek...
Hani "zorda kalana, yoksul, engelli velhasıl dezavantajlı gruplara karşı bu güzel dinin emrettikleri''..
Hani bir başkasının hataları bir diğerine yüklenemezdi...
Heyhat !
O halde nedir bu engelli bireylerin içine düştüğü dert çukuru...
Birileri istismar ediyor diye diğerlerine vurulan prangalar niye...
Hayatını idame ettirmeye çalışan bu ülkenin kadirşinaz insanları neden kamu kurumlarınca zorluklar girdabına sürükleniyor...
Neden gün geçtikçe hayatı kolaylaştırmasını gerektirecek uygulamalar tersine işliyor...
Neden engellinin devletin sagladığı haklar yine devlet kurumlarınca liyakatsız kişilerin keyfi uygulamaları ve binbir dalavere neticesi geri alınıyor.
Hatta alınmakla kalmıyor, kaşıkla sunulan kolaylıklar kepçeyle özel barikatlar kurulup kazanlar dolusu haliyle geri alınıyor.
İstismarlarla mücadele edenler, ne hazin ki engelliyi en büyük istismarlara sürüklüyor.
Bir engelli ehliyetine sahip, aracını devlet hastanelerinden aldığı raporlarla indirimli alan bireylerin halini gelin bir görün...
Vergi dairesi MTV bölümüne, (sözde engelli MTV ödemiyor diye barım barım bağırıyorsunuz), lakin süreli ve süresiz rapor hezimetleriniz sayesinde bu vergileride ödemiş bulunduk.
Kimse istismarlar nedeniyle engelliye fatura çıkarmasın !
Aynı durumlar maalesef şehiriçi seyahat kartlarında da yaşandı. Verilen ücretsiz taşıma kartlarının çoğu iptal edildi.
Eğer bir kurumda engelliler ile alakalı koltuk işgal ediyorsanız, o koltuğun ya hakkını verin ya da çekip gidin. Siz istismarları bulup engellinin haklarını korumakla mükellefsiniz, istismar edenleri örnek gösterip kazanılan ve hak olarak verilen hakkı geri almakla görevlendirilmediniz. Şikayet değil, çözüm merci olduğunuzu hatırlayın..
Ya kalıcı çözüm bulun, yada sizlerde engelliler üzerinden siyasi istismar yapmayın...
Engelli vatandaşlarımızın hakları için devlet kademelerinde görev alan engellilere de bir çift sözüm olacak...
Lütfen orada burada bir çözüm arayışında olduğunuzu belgelermişçesine devlet büyükleri ile katıldığınız etkinliklerde mutlu insan pozlarını vermeyin. Sizleri sosyal medyada izlemekten yorulduk. Lakin siz icraat yerine resim çektirmekten yorulmadınız....
Bu konuda benim ne siyasi görüşüm ne de iktidar yada muhalefet tarafım yok...
Tek tarafım insanca yaşayıp herkes gibi kaliteli bir yaşam kulvarı oluşturmak.
1990'lı yıllarda rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş ile başlayan engellinin topluma kazandırılması ve siyasi arenada söz sahibi olması yolculuğu, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile devam ediyor. Lakin siyasi arenada ve engelliler konusunda söz sahibi görevi verilenler, ne yazık ki bu konuda duyarlı iki liderimizin de düşüncelerine aykırı hareket ediyorlar..
Konu şahsi değil, toplumsal bir konudur. Lütfen biraz daha keyfiyeti kenara sorumluluğu ön plana alalım.
Şahsen ben yıllarca bu bilinçle hareket ettim ve etmeye de Allah ömür verdikçe devam edeceğim..
Umutlar her daim var olacaktır. İnanmak başarmanın önsözü ise, inşaallah başarı çok yakındır...