''Öyle bir geçer zaman ki'' sözleriyle zamanın kıymetini bizlere hatırlatan o malum şarkıya inat, insanoğlu sanki zamanı istediği an durdurabilecek bir güce sahipmiş gibi bu durumu pek dert etmiyor.
Neden acaba ! diye sormak, tıpkı bu durumu izah etmeye çalışmak gibi bir şey olsa gerek..
Her neyse kayıt ve şartın bu durumla alakasını bir nebze anlatmaya çalışayım.
İnsanoğlu dünyaya bir anne ve babanın birlikteliğiyle gelir. Gelişiyle bir kitabın önsözü misali bebeklikle başlar, çocukluk ile hayata giriş sağlar, gençlik ve orta yaşın akabinde yaşlılığı yaşar, tabi ki ömrü yeterse...
Aslında her şeyde çok şeyi bulabildiğimiz gibi, hiçbir şeyi de bulamayabiliriz. Tıpkı her daim söylenen o veciz söz gibi ''Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir '' ...
Acaba öyle mi ! dersiniz..
Aslında net düşünüp, pozitif algıyı fiiliyata dönüştürmek gerekir. Yapmacık, yada slogana eşlik edeyim, bu arada başkalarına farklı görünmeyeyim diye yalpalayan düşüncelerle hareket edersek, bir adım ileri gidebilmek bile çok zor olur. Çünkü bir ileri iki geri adım atmış oluruz.
Doğru olan, bildiğin ve o bildiğine inandığındır ..
O halde; hakimiyetin kime ait olduğu aklın ve yüreğin bileşkesinde nereye yerleşiyorsa ordadır. Sakın ola ki bu yeri ve zemini değiştirmeye kalkma. O zaman Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun o veciz sözü size sataşabilir...
Ne diyordu merhum Yazıcıoğlu, ''İki saniye sonrasına hükmedemeyeceğin bir hayat için fırıldak olmaya gerek yok''..
Önce nefsimize hakim olursak, gerçek hakimiyetin de kime ait olduğunu çok iyi idrak edebiliriz.
Selametle....