Özdemir açıklamasında;
Kamuoyunu bir süredir işgal eden Kelkit Vadisi bölgesi Erbaa'nın bir çok köyünün yanı sıra Taşova'da Ardıçönü Fadıra Kumluca bölgesinin yanı sıra bir çok köyümüzde tahribata yol açacağı düşünülen ve bir şirketin bölge halkına sormadan izinlerini almış olduğu bu acı ve vahim durumla ilgili gelişmeleri üzülerek takip ediyoruz.
Taşova'da Sivil Toplum Kuruluşları ve halkımızın dağımıza taşımıza toprağımıza sahip çıktığını da görüyoruz. Bu maden aranmasında en büyük risk siyanürdür. Gelecek nesillerimiz ve ormanlardaki her bir canlımız için en büyük tehlike olan siyanürle altın aranmasıdır.
Siyanür, bir karbon ve bu karbona bağlı üç azot atomu içeren bileşiklere verilen isimdir. Siyanürün organik ve inorganik şekilde bulunduğu bilinmektedir. Endüstriyel anlamda üretilip, yine bu alanlarda kullanılan siyanür de oldukça faaldir. Siyanür, hidrosiyanik asit ve bu asitten türeyen metal tuzlarından meydana gelmektedir. Siyanürün kendisi ve türevleri, zehir maddeleridir.
Ne yazık ki, siyanür ile altın arama tekniğinin bu kadar büyük tehlikelere neden olduğu bilinse de, bugün dünyadaki altın arama çalışmalarının neredeyse %80 den fazlası, bu teknikle yürütülmektedir.
Her ne kadar şirketler çeşitli önlemler alsa dahi, bu önlemler yetersiz kalmaktadır.
Şimdi memleketimizi bekleyen bu büyük tehlikeye karşı topyekün hareket ederek ranta, menfaate, gelecek nesilleri düşünmeyen bu maden arama ve ormanlarımızın talan edilmesine karşı bir olmanın torunlarımıza bırakacağımız en güzel hediye olacağına inanarak Taşova'nın üstündeki güzelliklerin altından çok daha değerli olduğuna inanıyor altın madeni aranmasına bu memlekette 25 yıl idarecilik yapmış bir insan olarak karşı olduğumu söylüyor ve tepkini olgun şekilde gösteren Erbaa ve Taşova insanımıza canı gönülden teşekkür ediyorum.
Altin aramasi olmamasi Icin yore halki elinden geleni yapmasi gerek