Futbol çok nankör meslek derler ya..İşte Fatih TERİM örneği bunun en bariz örneği. Hem de canlı canlı..
Dün seni alkışlayanlar, bugün hedef tahtasına koyanlar oluyor. Bu ne demek oluyor ! derseniz ?
Top yuvarlak arkadaş, yuvarlağın peşinde koşanlar yuvarlanır bir çukurda kalırmış. Fatih hoca da yuvarlanan bu alemde elbette bir gediğe sokulacaktı. Peki ama neden bu kadar erken oldu. Bir anda sırtını sıvazlayıp, Avrupa Fatihi methiyelerine mazhar olan İmparator, ne oldu da bir anda sarayın bahçesine atılmaya çalışılıyor.
İşin aslına bakmadan fotokopisi ile iş yapanlara benzedi bu iş...
Efendim malumunuz bir evrensel salgın geldi ve dünyayı her açıdan vurdu. Ne ekonomi kaldı,ne toplumsal dayanışma ne oyunlar ne de zor günlerdeki birlikteliğimiz. Hepsi mezara giden fani misali bizi yolda bırakmış oldu.
Spor bunun neresinde diye düşünürsek, spor bu işin en vitrinsel bölümünde...Bakınız seyircisiz futbol ne kadar kalitesiz ve yavan. Bu kalitesizlik ve yavanlık içerisinde değil imparator, dünya futbolunun enleri biraraya gelse seyircisiz futbola en ufak katkı sağlayamaz. Çünkü futbol seyirciye göre dizayn edilmiş bir spor dalı. Tıpkı basketbol,tıpkı voleybol gibi...
Şimdi elimizi alnımıza götürüp,arkamıza yaslanalım ve vicdanımızın sesine kulak vererek Galatasaray ve Fatih Terim olayını düşünelim...
Öyle klavye başında oturup yazmak kolay...
Fatih hoca neden sahayı terketti. Fatih hoca neden böyle yaptı. Galatasaray neden kazanamadı ....Uzayıp giden şikayetler...
Biz her daim diyoruz ya ''Engelsiz bir Türkiye özlemi''
Hayatı yaşamak paylaşmaktır...
Her sağlam bir engelli adayıdır diye...
Bu sadece fiziki bir durumun psikolojik manada insanoğluna verdiği olumsuzluklar...
Ya fiziğin dahi ortada olmadığı bir engelden söz edersek.
Yani tribünlere oynanan bir oyunda tribünün olmadığı an nasıl bir oyun anlayışı ve oyun psikolojisi ortaya çıkar.
Bu tamamen her takım,her hoca ve her oyuncu açısından farklılık oluşturan bir durum. Bu duruma çare öyle çabucak bulunamaz.
Ama bahane ve eleştiri o kadar çabuk bulunur ki, dün harika oyunlarını şiir gibi yazılar kaleme aldığın takımı şimdi karalama defterine çevrebilirsin.
Avrupa Fatihi Fatih Terim hocayı sevenleri dahi darağacına asabiliyorsa, futbolun nankörlüğü noter tasdiki misali gerçekleşmiştir.
Hocayı seversin sevmezsin, futbolu beğenirsin beğenmezsin çok normal...Lakin durum net ortada iken netliği görmezden gelip, güneş gözlüğü takarak görürmüş gibi yapmak hiç hoş değil..
Bazen severken öldürürüyoruz.
Bazen değer verirken değersizleştiriyoruz.
İtibarımız varken itibarsızlaştırıyoruz.
Göremiyor, irdeleyemiyor isen yazma arkadaş,asıl sen çekil o köşeden...