Engellilerin araç satın alımlarında sağlanan ÖTV muafiyeti kaldırılıyor. Engelli vatandaşlar, kamuda tasarruf planı kapsamında sunulan öneriye tepkili.
Altı Nokta Körler Derneği Amasya Şubesi Başkanı Musa Demiryarar, engellilerin araç alımındaki ÖTV muafiyetinin Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından hazırlanan Vergi Reform Tasarısıyla daha da sınırlanmak istenmesine yönelik bir açıklama yaptı.
Musa Demiryarar, bu sınırlamaların henüz netleşmemiş olmakla birlikte tartışılan hususların yavaş yavaş netleştiğini belirtti.
2024 yılının ilk 3 ayında ülkede satılan 76 bin 953 aracın %30’unun ÖTV muafiyetiyle engellilere satıldığını belirten Demiryarar, ÖTV muafiyeti olmasaydı bu %30’un ne kadarının satılmış olacağını sorgulamak gerektiğini söyledi. Bu yolla ekonomiye yapılan katkının göz ardı edilmemesi gerektiğini de söyleyen Başkan Demiryarar açıklamasının devamında; “Çeşitli nedenlerle bir yerden bir yere gitmeleri zor olduğu için toplumsal yaşama yeterince katılamayan engellilerin araç alırken ÖTV muafiyeti hakkı Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Mehmet Şimşek tarafından hazırlanan Vergi Reform Tasarısıyla daha da sınırlanmak isteniyor. Bu sınırlamaların neler olacağı henüz netleşmemiş olmakla birlikte, tartışılan hususlar yavaş yavaş netleşiyor.
- Öğrenildiğine göre, 2024 yılının ilk 3 ayında ülkede satılan 76 bin 953 aracın %30’unun ÖTV muafiyetiyle engellilere satıldığı belirtiliyor. Kuşkusuz, araç alım-satımı öncelikle bir ekonomik faaliyettir. ÖTV muafiyeti olmasaydı bu %30’un ne kadarının satılmış olacağını düşünmek gerekir. Bu yolla ekonomiye yapılan katkı gözardı edilmemelidir. Engellilerin araçlarındaki ÖTV muafiyeti korunuyor dense de, düşünülen önlemlerle bu hakkın neredeyse kullanılamaz hale geleceği görülüyor.
- Öncelikle şunu belirtmek gerekir: Birkaç yıldır belli çevrelerce özel tüketim vergisinin doğası tartışılacağına, bu tartışmaların engelliler üzerinden yapılmasını çağdaş düşünce ve insan hakları kavramıyla örtüşmediğini belirtmek isteriz.
- İkinci olarak, devletin bu yolla vergi kaybının olduğu da devletin engelli, yoksul, güçsüz kesimlerini desteklemesini öngören Anayasamızın ve Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesinin çeşitli maddeleriyle bağdaşmaz. Özellikle tarafı olduğumuz BM Engelli Hakları Sözleşmesi’nin Kişisel Hareketlilik başlıklı 20. Maddesinin B bendi, Taraf Devletlere “Engellilerin hareketi kolaylaştırıcı kaliteli araç ve gerece, yardımcı teknolojilere, yardım sunan insanlara ve araçlara karşılanabilir bir maliyetle erişiminin kolaylaştırılması” yükümlülüğü getirmektedir.
- Bu yolla alınan araçlarda yapıldığı iddia edilen suistimaller de 2023 yılı başında, %90 ve üzeri engeli bulunanlar için bu araçları ancak birinci dereceden ve aynı şehirde oturan akrabanın kullanacağı şeklindeki düzenlemeyle büyük ölçüde giderilmiştir. Engellilerin hareketini kolaylaştıran bu desteği devletin vergi kaybı olarak görmek doğru değildir. 2023 yılındaki bu düzenlemeye rağmen, halâ usulsüzlük yapılıyorsa, bunu denetlemek de devlete düşer. Bunu yapmak ve kimi engellileri akrabalarının baskısından kurtarmak da devletin bu kesimi koruma görevinin bir parçasıdır.
- Kamuoyuna yansıdığı şekilde, ÖTV muafiyetiyle alınan araçların 5 yıl sonra başkasına satılarak yeni araç alma hakkı 10 yıla çıkarılmaktadır. Bugünkü uygulamayla engelli, aracını 5 yıl sonra satarak yerine yeni bir araç alabilmektedir. Ülkemizdeki araçların ekonomik ömrü düşünüldüğünde 10 yıl sonra aracı yenilemesi çok daha zor, hatta olanaksız hale gelecek ve bu hakkı kullanamayabilecektir.
- Yine kamuoyuna yansıdığı şekliyle, bu araçların sahibi olan engellinin vefatı halinde, mirasçısı, alım sırasında ödenmeyen ÖTV’yi ödemekle yükümlü tutulmaktadır. Kişinin vefatı üzerine kurgulanan böyle bir düzenlemenin hakkaniyet ölçüleriyle bağdaşmadığı açıktır.
- Yine kamuoyuna yansıdığı şekliyle, bir kimsenin ancak 3 kere bu haktan yararlanabileceği şeklindeki yaklaşımın da çağdaş insan haklarıyla bağdaşır yanı yoktur.
- Ayrıca, kamuoyuna yansıdığı şekilde, araç alımında ÖTV muafiyeti yerine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın sosyal destek sağlaması düşünülmektedir. Ancak, kanımızca mevcut uygulamanın daha kolay ve uygulanabilir bir yöntem olarak korunmasında yarar bulunmaktadır.
Bu açıklamalardan sonra, uygulamada yapılacak değişiklikleri kabul etmeyerek, kazanılmış hakların kullanılamaz hale gelmesine karşı mücadele edeceğimizin bilinmesini isteriz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.” dedi.