Günlük gazeteler ve televizyon haberlerinde gördüğümüz manzaralar hukuksal durumlardan ziyade, nedenler üzerinde düşünmemiz gerektiğini haykırır olsa da kimse bunun üzerinde çalışma yürütmüyor.
Sosyal,yazılı ve görsel medya ve de tüm iletişim ağında hergün onlarca taciz,tecavüz ve cinayet haberlerine rastlıyoruz.
Baktığımız, gördüğümüz ve okurken içimizin cız ettiği, akıl dünyamızın da felce uğradığı bu durumlar ne yazık ki her geçen gün artarak devam ediyor. Kimse çıkıp demiyor ki, ''bu duruma bu insan nasıl geldi'' bunun bir araştırmasını yapalım. Sadece o tür durumlara ''alkış ve ödül'' olacak kınamalar, protestolar ve lanet okunan paylaşımlar görüyoruz. Peki ama bunların bu gibi sadistlikleri ortadan kaldıracak bir yaptırımı olabilir mi ?
Bence bu gibi paylaşımlar tamamen o durumlara yatkın kişileri cesaretlendiren durumlardır.
Peki ne yapılmalı ?
İşte bu noktada psikologlar devreye girmeli ve hukuksal işleyişin yanında duruma emniyeti de içine alacak bir üçlü sistem içinde çözüme yönelmeliler. Yoksa bu konular suç,suçlu ve mağdur arasında artarak devam edecek emniyet ve hukuksal süreçlerde bilindiği doğrultuda işleyecektir. Olanlar sadece mağdurların üzerinde negatif iz bırakacaktır.
Bu gibi konulara tv ekranlarında yer verip hukuk kuralları dışına çıkarak olayları ekran mahkemesine taşımak durumu ne kadar lehte veya aleyhte duruma sokar bilemiyoruz lakin, bu durumlara da bir düzenleme getirilmesi şarttır. Çünkü olayların hikayelerini dinleyen bu gibi durumlara mehilli kişilere yol gösteren öreneklerde çoğunluktadır. Bu gibi programlarla kaş yapıyım derken göz çıkaran bir durumda karşımıza çıkabilir.
Öncelikle toplumun bu kanayan yarası için tıpkı pandemi döneminde oluşturulan ''bilim kurulu'' gibi bir kurul oluşturulmalı. Bu kurul bu tür vakaları masaya yatırıp konuların alt detayları ile son anlık duruma kadar ki hikayelere net bir tahlil koymalı ki, tedavi olumlu yönde seyretsin. Yoksa tacizler,tecavüzler,cinayet ve suçları izlemeye devam ederiz.