İstanbul Yenikapı...
Birçok ilklere imza atan Marmara'nın manzaraya açık deniz kıyısı..
Türkiye'de korkunç senaryo (15 Temmuz İhaneti) nun zafere dönüştüğü gün sonrasının, feraha dönüşen ruhun gönüllere işlediği yer..
Evet Yenikapı Ruhu denen bu gizemli yerden Amasyalılar olarak bizler neden bir pay almayalım..
Gelin bizlerde geçmişe sünger çekip, geleceğin bembeyaz sayfasını açalım.
Tıpkı Kurtuluş yıllarında Cumhuriyet ateşini yakan Şehzadeler Şehri, 14-17 Kasım Tarihleri arasında Yenikapı'da yeni bir Amasya ateşine vesile olsun..
El ele ve gönül gönüle tarihi şehzadeler şehrini uzak diyarlara taşıyalım..
Çok zor değil kıymetli hemşehrilerim..
Sadece her Amasyalı bireysel olarak görevini yaparsa, sivil toplum kuruluşları da bu bireylerimize öncülük eder, iş ve siyaset dünyası da elinden gelen desteği ortaya koyarlarsa neden olmasın ki..
Unutmayın ve bu tarihi not edin..!
Ve unutmayın ki, 18 kasım tarihinde yapacağımız haber ve yazılar bu doğrultular ışığında kaynak olup, Yenikapı ağırlığını sosyal medya ya taşıyacaktır.
Kimden, hangi kurum ve siyasi oluşumdan, yada iş adamından şu yada bu beklentimiz var demiyorum. Herkes bulunduğu konumda temsil yetkisini hakkıyla yerine getirirse beklentimizden daha fazlasını kazanmış olacağız.
Bizler ne yazık ki ilk yaptığımız hata ile kendi sonumuza her daim zemin hazırlar olmuşuz. Kişisel ve hedef gösterilerek var olacak güzellikleri ve olumlu neticeleri hep yok etmişiz.
Eğer olayları ve böylesi organizasyonları kişiselleştirmeyip, temelden genele doğru bir çizgiye oturtabilirsek geçmiş kayıplar en kısa zamanda telafi edilecektir, bundan kimselerin şüphesi olmasın.
Olayın boyutlarını birkaç gün öncesi duyurmuş, derneklerin, bireysel olarak hemşehrilerimizin, iş, siyaset dünyasının ne şekilde konuya vakıf olmaları gerektiğnin altını çizmiştik.
Ne demiştik;
Yıllarca hep aynı soru, hep aynı son, hep aynı hezimetler... Peki ne yapmalı ? Nasıl bir yol izlenmeli ? Tüm artı eksiler göz önünde bulundurulup geniş kapsamlı bir konsensüs sağlanmaya çalışılmalı ? Gelin olaya başka açıdan bakalım...
-İlk evvela İstanbul'da kaç adet dernek bulunuyor bunların analizini yapalım. Her derneğin kendine ait üye yoklamalarını gerçekleştirip gerçekleştirmediklerinin net bilgisini isteyelim. Genel kapsamlı bir etkinliğe dernek adına kaç kişi katılabilir, tüm bunların net bilgisine ulaşılmasını ve dernek genel merkezlerine bildirilmesi istenmeli. Bu bilgileri veremeyen derneklerin durumları değerlendirmeye alınmalıdır.
-İkinci planda, dernekler arasındaki bu net alışveriş sağlandıktan sonra Amasya adına hizmet veren kurum ve kurum temsilcileri, iş adamları ya bir toplantıya davet edilmeli, yada tek tek ofislerinde ziyaret edilmeli. Karşılıklı yapılması gerekenler not edilip bu notların hayata geçirleceği kati bir dille değerlendirilmeli. Sorumluluğun tek taraflı olmadığının altı kalın bir çizgi ile çizilmelidir.
-Üçüncü planda bürokrat yoluna gidilip, eski ve yeni tüm siyasi geçmişi olan ve siyasi geleceğe yönelik kişilere ulaşılır ve organizasyonun ana hatları anlatılıp, Amasya adına İstanbul'da vereceği artılar değerlendirilir. Lakin alakasız kalındığındaki eksiler de özellikle belirtilmeli. Seçmenler, seçilenlerin Amasya adına ne kadar duyarlı olup olmadıklarını bilme hakkına sahip olduğu dile getirilmeli.
-Dördüncü plan ki bu en önemlisi dostlar..
Organizasyonun ana programındaki detaylar. Öncelikli olan güzel bir akış projesi ve bu projeyi yürütebilecek düzeyde bir sunucu (ekibiyle birlikte) olması. Bunun yanında organizasyon öncesi Amasyalılık bilinciyle hareket eden, düzeyli, profesyonel ve her alanda her durumda bizlere artılar kazandıracak haber ve medya ağı.
Etkiliğin yapılacağı alanın önceden iyi bir şekilde analiz edilip etkinlik günü konuya yabancı kalınmaması gerekir. Saha alanında seyircinin ve sahnenin karşılaşması en uygun şekliyle sağlanmalıdır.
Sanatçı ve Amasya yöresini tanıtacak ürün ve geleneklerin yerli yerince projeye enjekte edilmesi olmazsa olmazlarımızdandır.
Peki tüm bunlar bugüne kadar yapıldı mı ?
Elbette amatör ve yarım yamalak yapılmaya çalışıldı. Organizasyonu düzenleyenler belki çok büyük fedakarlık ve iyiniyetle hareket etmiş olabilirler. Lakin, burada sırf birilerinin gönlü olsun diyerek koca bir şehrin ismini ve tanıtım fırsatını basite almaya hiç birimizin hakkı olmadığı kanısındayım. Mutlaka danışabileceğiniz, fikir birliği içinde hareket edebileceğiniz kişi ve kişiler olmalı.
Öncelikle bir kez daha şunu belirtmekte yarar görüyorum, böylesi organizasyonlar öncesi geniş kapsamlı, özellikle geçmişten günümüze İstanbul'da var olan dernek, vakıf ve bu kurumlarda geçmişte görev almış şu anki başkan ve yöneticilerle bir araya gelinip istişare edilmesi şarttır. Bazen bakıyoruz bir medya elçisi dahi olaydan habersiz. Burada suç kimde demek yerine, araştırmak ve dedikodusu üretmekten ziyade akıllıca bir yol izleyerek bu kişilerle diyalog yoluna gidilmesi gerekir. Çünkü burada söz konusu kişi ve kurumlar değil, Amasya olmalıdır.
Siz tüm bunları yaparsanız emin olun ki, organizasyon sonunda alnı dik olan siz olursunuz.
Programa iştirak dahi etmeyen en üst kurumdan en alt kuruma ve kişiye kadar olanlarsa boynu bükük küheylan misali Amasyalı'nın yüzüne bakamayacak hale geleceklerdir.
Selam ve saygılarımla
Müslüm Söyler