Bilgi ‘’GÜÇ’’tür ve elinde tutana ‘’AVANTAJ’’ sağlar. Hele de ‘’nitelikli bilgi’’ ise rekabet üstünlüğü oluşturur.
Mahremiyetimize dair bilgilerin, başkalarının ellerinde ‘’silaha-zenginliğe’’ dönüşeceği gerçeğini asla unutmayalım. Dijitalleşme neticesi hayatımız komple ‘’kapsama alanı’’ nda olduğu aşikar ortada.
Bir dönem Prof.Dr. Oktay Babuna’nın ilik nakli için kan örneği toplama eylemine ‘’masum’’ bakanlara karşı, dönemin sağlık bakanı Osman Durmuş karşı çıkmış bu nedenle kendisine ‘’yersiz ve ırkçı bir yaklaşım görüşü’’ diyerek tepkiler gösterilmişti. Halbuki şimdilerde yapay zeka ve ciplerin arasına sıkışmış insanlık Osman Durmuş’un %100 haklı olduğu kanısında birleşiyor.
Geçenlerde Oğuzhan Uğur programında yapay zeka ürünü robot Sophia’yı konuk etti. Sophia’ya ‘’İnsanlığa zarar verecek misiniz ‘’ ? sorusuna robot Sophia’nın verdiği cevap çok manidar oldu.
‘’Siz bize iyi davranırsanız, bizde size iyi davranırız’’.
Kısacası Sophia için artık bizim hiçbir mahremiyetimiz kalmadı. Mahremiyetin ticarete konu mallar arasına girmesi kişisel bilgilerimizin ona buna peşkeş çekiliyor olması, Anayasal haklarımızın ihlaline varan yığınca riski beraberinde getiriyor.
O halde dijitalleşmenin karşısına değil de, kontrollü ilerleyişine geçme zamanı geldi diyebiliriz.
Yabancı şirketleri yatırımlarını neden Türkiye’de yapmak istiyor ? Bizim gençliğimiz neden yurtdışında eğitim görüp oralarda çalışmak istiyor.
İşte bütün mesele bu sınır çizgisinde saklı değerli okurlar.
Türkiye’ye yatırım yapan Ethos Şirketi Ceo’su Carlos Santos
“Türkiye çok büyük potansiyeller sunan bir ülke; fakat bu potansiyelleri doğru algılamak için, yerel bir oyuncu olmanız gerekiyor. Türkiye’ye, insanlarına ve topluluklarına yatırım yapmak, bölgede yeni uzun vadeli ortaklıklar yaratmak için temel kriter. Öte yandan 2022 yılında dünyanın en iyi borsa performansını Türkiye’nin gerçekleştirdiğini de ifade etmek isterim.. Sonuçta her ülkenin zorlukları var; ama bir yatırımcının bir ülkeye yatırım yaparken baktığı en önemli kriter siyasi istikrardır. Ethos olarak 2021’den bugüne Türkiye’de tekstil, otomotiv, bilişim, yapay zekâ, turizm sektörlerindeki projelere toplam 76 milyon dolar yatırım yaptık. Hedefimiz 2024’e kadar 250 milyon dolar, 2024 yılı sonuna kadar da 516 milyon dolar finansal destek sağlamak. Türkiye’de güneş başta olmak üzere, enerji projelerinin çok hızlı bir şekilde geliştiğini görüyoruz. Aynı durum elektrik otomobiller için de geçerli.” Diyor.
Her ne kadar dijitalleşme ve teknolojiye odaklansak da, ülke olarak gerek yeraltı gerekse yerüstü kaynakları olarak, hem dijital teknolojinin hem de insan gücünün uzun yıllar kullanılmasına elverişli alanlara sahibiz.
Önemli olan gücü hissedebilip kullanmayı akletmektir.