‘Nayır,Nolamazz..’
Fahrettin Cüreklibatur da her fani gibi öldü ve dün 30.06.2022 tarihinde ahirete uğurlandı. Ancak Cüneyt Arkın’ın ölmesi zor!..
Cüneyt ARKIN,çocukluğumuzun eğlencesi siyah beyaz televizyonlardan beri evlerimizin misafiri idi. O dönem her genç onun filmlerinden etkilenerek hayt huyt diyerek elinde mınçıka ile dolaşıp durdu,kafayı gözü yardı,uçan tekme atacağım diye belini bacağını kırdı!.
Sanatçılık böyle bir şey herhalde. Onunla sevip onla üzülüyorsun.
Arkın muhakkak ki topluma maloldu.
Yazdığı kitaba halkın kahramanı diye ad vermişti. Televizyonlar da da halk röportajları türü proğramlar yapmıştı. Alkol ve uyuşturucu karşıtlığı üzerinden ülkeyi dolaşıp gençleri uyarmaya çalışmıştı. Bir ara siyasete bile girdi.
Sinema dünyasında aşk yaşadılar! çığlığıyla aslında zina çukuruna düşenlerin veya eşcinselliğe güzelleme yaparak yükselmeye ve prim yapmaya çalışanların yanında çok masum bir duruş ile doğrunun ve haklının ve güzelliklerin yanında durdu. Birileri bu tavrına burun kıvırıp geri plana atmaya ve hatta aktör olmadığı eleştirilerini de yüksek perdeden dillendirdi. Ona rağmen o toplumun değerleriyle barışık,milliyetini ve milletini seven ailesine bağlı bir baba örneği gösterdi. Toplumun Jönü oldu.
Şu var ki bu halk onu sevmişti.
Yavuz Bahadıroğlu’nun tarihi romanlarında okuduğumuz akıncılar, cengaverler onun sıfatında yıllar sonra nüfuz etmişti. Toplumda batıya karşı süren anlamsız boynu büküklüğün ve 'aşağılık kompleksinin' yenilmesi misyonuna öncülük etti filmleri. James Bond,Süperman,Spiderman gibi batının sahte tüm man.larını elinin tersiyle itip bu toprağın Hak peşinde koşan kahramanlarına hayat verdi.
Cesurları ve cesareti hatırlattı:”Kara Murat benim!..”
Malkoçoğlu,Köroğlu ve Battal Gazi karakterlerine verdiği can aynı zamanda toplumun öz kahramanlarının da tekrar hatırlanması idi.
Bizansa kafa tutan ve o vaktin tiranlarına ‘’kancık kelleni ödlek bedeninden ayırmaya geldim’’ diye haykırıyor ve ecdatın yaptığı şanlı seferleri toplumun hafızasına kazırken kahramanlık ve cesur günlerin küllenmiş hafızasını da tazeliyordu. Bu yüzden de bu millet onu ayrı bir yere koydu.
Nayır,nolamaz..repliğiyle isyan ederken toplumda onunla birlikte haykırdı. Kimi zaman suçlu kimi zamanda at üstünde düşman sürendi. 400’ü aşkın film ve sinema ile geçen bir ömür. Dublör kullanması ve hatta tarihi filmler için at binme eğitimi ve altı ay sirkte eğitim alarak işine sarılması işine ciddiyetinin ve bağlığının kanıtı. Tıp doktoru olarak eğitimli biri olması meşhurluğun yükünü kaldırmasına yardım etmiş görünüyor. Çok yakışıklılığı sebebiyle sinema ile tanışmış,fakat onu çıkarsan sanki yeşilçam tarihi yazılamaz gibi!..
Cüreklibatur belki ölü olarak nüfusa geçti. Ama yaptığı filmler ile yıllar boyu ekranlar da olacak ve her ekranda göründüğünde artık rahmetli olarak rahmet dileklerini alacak.
Her ölüm aslında hayatın kısa ve kesin olduğu gerçeğini yüzümüze apaçık vuruyor. Ne kadar parlak hayatlar da yaşasanız o gün gelip çatıyor. Arkın’ın gençliğinden ölümüne dek çekilen fotolarına bakınca aslında bu vücut eskimesini uzun ömür verilen herkes kendinde görüyor. Türküde geçen’solar güzelliğin kalmaz yerinde!.. diyen yakarış herkesin yüzünden izlenebiliyor. Aynı şairin ‘’şakaklarıma kar mı yağdı ne var,benim mi Allah’ım bu çizgili yüz!?..deyip kendindeki değişime inanamadığı gibi.
Buna rağmen hayatın hayhuyuna aldanmış gittiğimizde ortada. Kalabalıklar içinde yaşasa da insan işte yanlız iniyor insan toprağa. Ayet yüzümüze onu bir daha hatırlatıyor:’’Muhakkak ki insan hüsrandadır!..
Cüneyt Arkın,bu kubbede bir hoş seda bıraktı.
Ona ve tüm geçmişlerimize rahmet dilerim.
Cuma hayırlara vesile olsun.
Slm.ve dua ile.01.07.2022
www.alimetin.av.tr