NASIL BİR CUMHURİYET?
100. Yılını kutlamaya hazırlandığımız devletimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin bugünlerin de, "nasıl bir cumhuriyet" istediğimi sizlerle paylaşarak , Cumhuriyet Bayramınızı kutlamak istiyorum.
Keşke bu ülkede, fakir fukara dediğimiz yoksul sayısı üzüntü verici ve korkutucu boyutlarda olmasaydı...
Eğitim seferberliğini topyekûn başarabilseydik!
Tarımda üreten, fabrikalarında bacaları tüten bir ülke olabilseydik!
İnsanımızı ete, süte, yumurtaya, balığa gark edebilseydik yani halkımızın beslenme diye bir sorunu olmasaydı...
İşsizlerimize iş bulabilseydik! Kazandıkları para ile insanlarımız, sosyal ve ekonomik refahı yakalayabilselerdi!
Üniversitelerimiz bilimsel düzeyleri ile insanlık alemine katkı sunabilselerdi...
Şehirlerimiz; tarih, kültür ve modernite üçlemesi ile yaşanabilecek yerler olsaydı! Deprem, sel ve her türlü afet korkusunu alacağımız tedbirlerle üzerimizden atabilseydik!
Özelleştirmeler ve yabancılara satışlar olmasaydı da, raflarda alabilecegimiz "Türk Malları" bulunsaydı...
Madenler, yer altı ve yer üstü zenginlikleri, ne idüğü belirsiz insanlara peşkeş çekilmeseydi, yabancılara toprak satışına izin verilmeseydi ne iyi olurdu!
Ülkem bu kadar yabancı göçüne açılmasaydı; dilimiz, kültürümüz, demografik yapımız bu kadar zarar görmeseydi...
Alınan iç ve dış borçlar; toprağa ve betona gömülmeseydi, ithalata harcanmasaydı, kendi yağımız ile kavrulsaydık, gelecek nesiller borç içine doğmasalardı!
Gençlerimiz bu vatandan göçüp gitmeyi istemeseydi ve onların böyle düşünmesine neden olan şeyler alınacak tedbirlerle önlenseydi, ne kaybederdik?
Memlekette adalet olsa, mahkeme kapısına düşmekten güven duyulsa daha iyi olmaz mıydı?
İhanete geçit vermeseydik ve hainleri beslemeseydik keşke!
Şeyhlere şıhlara irademizi ipotek etmesek, tarikat ve cemaatlere yüz vermesek daha doğru değilmiydi?
Eminim Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bugün bizim sıkıntılı olduğumuz hususları görseydi fevkalade müteessir olurdu...
Niçin kıydık o zaman bu güzel ülkeye de, sorunları ağırlaştırarak adeta yaşanmaz hale getirdik?
Halbuki bizler, Türkiye Cumhuriyeti'ni çağdaşlığı yakalamış, adaleti tesis etmiş, insanlarının bu topraklarda yaşamaktan dolayı mutlu, huzurlu ve refah içinde olduğu bir ülke olarak görmek istiyoruz...
Gördüğüm tablo nedeni ile kendimi Atatürk'e ve bu ülkeye ihanet etmiş bir insan gibi hissediyorum...gereğini ve üzerime düşeni yapamadım diye hayıflanıyorum!
Atatürk ise, en büyük emanetim dediği Türkiye Cumhuriyeti'ni biz Türk gençlerine bırakmıştı şimdi biz bu emaneti koruyamayan ihtiyarlara dönüştük...
Onun için Türkiye Cumhuriyeti'nin 100.yılına ramak kalmışken yine bir Cumhuriyet Bayramı'nda ne yazık ki bu duygu ve düşünceler içindeyim!
"Nasıl Bir Cumhuriyet?" sorusunun cevabı olarak: halkı mutlu, huzurlu ve refah içinde yaşayan, bireyleri güçlü, yerliliği ve milliliği içselleştirmiş, dünya da etkin, tam bağımsız bir cumhuriyet arzuluyorum...
Gerçekleştirmek mümkün mü? Elbette mümkün... Bakın 1923-1938 arasında yapılanlara! Bu yıllar önümüzü aydınlatıyor... Gelin o zaman bu Cumhuriyet Bayramını bu hedefle kutlayalım...
Türk Gençliği öyle bırakıp bir yere gitmek yok!
Ne diyor sana Büyük Atatürk; " Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir."
Bu vazifenin idrakinde olan Türk Milletinin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun...
Özcan PEHLİVANOĞLU
28 Ekim 2020/ İzmir
Ağzınıza yüreğinize sağlık güzel Kardeşim.